Examples of using "Azonban" in a sentence and their turkish translations:
Ama yine de
Ancak şu ihtimali düşünelim ki
Ama yolculuğum esnasında bir yerde
Ama artık... İlk defa olarak...
Ancak o akut dönem içinde,
Bu deneyle gösterdiğimiz gibi,
Ama Facebook biliyor.
Fakat bu her zaman doğru değil
Şehirlerimiz ve topluluklarımız hazır değil.
Ancak yirmili yaşlarımın ortasında,
Ancak içinde yaşadığımızı dünya bu
LB: Yine de Arifeen'in hikayeleri vardı.
Ama hızlı olmanın da bir bedeli var.
Ama Chang'ın geleceği, "Günışığı Sınıfı"nın kurulumuyla
Ama geceler... ...ayrı bir hikâye.
Ancak Covid-19 çok yeni.
Ama bunun mümkün olmadığını biliyordum.
Ancak bu esneklik ve merak gerektirir.
Ancak bir de bariz cevap var:
Ancak uzun süreli iklim dengesi tuhaf,
Büyük bir uydumuz oldu
bütün okulda sadece iki öğrenci daha onunla birlikte.
Ama şehirde... ...ihtimaller sonsuz.
Vikipedi yazılarının bana söylemediği şey,
Bu kez karşılaştığımız zorluk ise günümüze mahsus.
Ancak büyük olasılıkla dünyadaki diğer teknoloji merkezlerindeki
ama hemşire kontrol noktalarına devam etti.
Yine de renkler her yerde ve görüş ile algımızı etkiliyorlar.
O akıllı olabilir fakat sık sık dikkatsiz hatalar yapar.
Ancak gripte ölüm oranı daha da düşük: %0.1.
Ama o gezide öğrendiğim en önemli şey
Ama bir süre sonra, farklı orman türleri görüyorsunuz.
Hava seyahati hızlı ancak deniz seyahati huzurlu.
Sessizlik yanlış anlaşılabilir, ama asla yanlış aktarılamaz.
Ama bugün hayatımı zorlaştıran şeylerden konuşmak istemiyorum.
Küçük kız kardeşi çok tatlı, değil mi?
Bu sorun görünüşte kolay gibi görünüyor ama o gerçekten zor.
Her şey güzel olacak. Belki bugün değil, ama elbet bir gün.
Karanlık gizlenmesini sağlıyor. Ama yere bastığında çıkan titreşimler buz denizinde yankılanıyor.
Bana ondan daha önce bahsetseydin, boş olabilirdim. Fakat yarın eve geri gitme planlarım var.
İngiliz birlikleri cesurca savaştı, ancak Almanları durduramadılar.
İşçinin öğle on ikide gelmesi bekleniyordu fakat birkaç saattir bir trafik sıkışıklığında sıkıştı.
Ama aynı zamanda dayanışıyoruz çünkü bir toplum inşa etmek zorundayız. Çünkü Robinson Crusoe değiliz.
Ona bir köpek aldı. Ancak, o köpeklere alerjisi vardı, bu yüzden birine vermek zorunda kaldı.
Muayyen dillere çevirisi anlamsız olan cümleler vardır ve bu yüzden, sakınılması gerekir.
Onu seviyorum ama o bizimkinin yalnızca arkadaşlık olduğunu söylüyor.