Examples of using "Nincsenek" in a sentence and their turkish translations:
Onlar bilinçsiz.
Onun akrabaları yok.
Tom'un arkadaşları yok.
Temel atmak yok,
O deneyimden yoksundur.
Onun hiç arkadaşı yoktur.
Düşmanlarım yok.
Hiçbir rakibim yok.
Hiç arkadaşım yok.
Kurallar yoktur.
Hiç arkadaşınız yok mu?
Hiçbir sırrımız yok.
Benim hiçbir şüphem yok.
Hayatta kalan yok.
Çocuklarım yok.
Onlar burada değil.
Hiç kurban yok.
Hiç tanık yok.
Sınır yok.
Hiç sorumuz yok.
Hiçbir garanti yok.
Herhangi bir itirazım yok.
Hiç çocuğum yok.
Onun hiç çocuğu yok.
Hiç güvence yok.
Kaybedenler yok.
Benim kitaplarım yok.
Küçük çocuklarım yok.
Benim hiçbir planım yok.
Hiç diş çürüğüm yok.
Onun hiç çocuğu yok.
Hiç Kanadalı arkadaşım yok.
Hiç yakın arkadaşım yok.
- Onlar hazır değiller.
- Hazır değiller.
Onlar henüz burada değil.
Bugün derslerin yok mu?
Onlar henüz evde değil.
Tom'un hiç arkadaşı yok.
O hiçbir ahlaki değere sahip değil.
Daha fazla ayrıntı yok.
Tom'un hiç düşmanı yok.
Tom hiç çocuğa sahip değildir.
Onun kendi fikirleri yok.
Burada hiç homoseksüel yok.
Öyle büyük ekonomik sıkıntım da yok.
Üzgünüm, ama onlar stokta yok.
Onlar hala güvende değiller.
Bahçede güller yoktur.
Gerçekten doğru önceliklere sahip değilsin!
Tom'un hiç gerçek arkadaşı yok.
Esperantoda istisnalar yoktur.
Farelerin torunları yoktur.
Korkarım ki hiç deneyimim yok.
- Onlar hareket etmiyorlar.
- Onlar taşınmıyorlar.
Bir sorunumuz yok.
Benim kız kardeşlerim var. Erkek kardeşlerim yok.
Tom'un kesinlikle düşmanı yok.
Şehirlerimiz ve topluluklarımız hazır değil.
Çoğunun sağlık durumu seyahat için uygun değil.
Dürüst olmak gerekirse benim amaçlarım da yok;
Yarın için hiç planım yok. Ağırdan alacağım.
Hayaletler yoktur.
Sanırım Tom'un hiç arkadaşının olmamasının nedeni bu.
Bu tabancada hiç mermi yok.
Tom ağrısı olmadığını söyledi.
Bu montun cepleri yok.
Bu odada hiç sandalye yok.
Bu ülkede hiç homoseksüel yok.
Bu ülkede eşcinsel insanlar yok.
Nasıl olacağı konusunda şüphem yok.
Hileli bir soru. Kanalizasyon yok ki.
- Mutlu, artık hiçbir şeyde gözü olmayandır.
- Mutlu odur ki, artık hiçbir şeyde gözü olmasın.
Arkadaşlarımın burada olmamaları beni rahatsız ediyor.
Neden Arapça ses dosyaları yok?
Aptal sorular yok, yalnızca aptal insanlar var.
Tom hiç düşmanı olmadığını söylüyor.
Yabancı işçilere karşı bir önyargım yok.
ve insanlar öfkemizle rahat olmadığı için.
Yine de şimdi olmadığım tüm bu şeyler benim için de söylenebilirdi, eğer o on küsur yılı
Onun hiç çocuğu yok ama bunun dışında mutlu bir hayat yaşıyor.
Hâlâ kanıt yok.
İnsanlar dürüst olan birine alışkın değildir.
Tom'un yaraları Mary'nin ki kadar şiddetli değildi.
- Benim oynamak için hiç arkadaşım yok.
- Oyun oynayacak arkadaşlarım yok.
Bu kütüphanenin İngilizce olmayan kitapları yok.
Gördüğüm o renkleri tanımlamak için maviye yeni anlamlar yüklemem lazım.
Ona bir şey öğretecek bir annesi ya da babası yok. Tek başına.
Okumak için hiç kitabım yok.