Examples of using "öreg" in a sentence and their turkish translations:
- O yaşlıdır.
- O yaşlı.
- O yaşlıdır.
- O yaşlı.
Merhaba, eski arkadaş!
Ben yaşlıyım.
O yaşlı.
Tom yaşlı.
Sen yaşlısın.
O kaç yaşında!
O çok yaşlıydı.
Selam, eski arkadaşım!
Tom yaşlıydı.
Çok yaşlısın.
Çok yaşlısın.
Tom yaşlı değil.
Yaşlı değilim.
Tom çok yaşlı.
Adam yaşlıdır.
Yaşlı değilsin
Eski bir fabrikayı bulmaya çalışıyordum.
Ben eski bir lamba satın aldım.
Bunun için çok yaşlıyım.
Ben senin için çok yaşlıyım.
Ben onun için çok yaşlıyım.
- Tom yaşlı.
- Tom yaşlı bir adam.
Tom benim için çok yaşlı.
Eski bir ağaç gölge sağlar.
Eski ahır çöktü.
Eski ahır çöktü.
- Yaşlı ama kuvvetli.
- Çok yaşlı olmasına rağmen, güçlü birisi.
Bu aynı eski sorun.
Tom huysuz yaşlı bir adam.
Tom yaşlı ve sağır.
Yaşlı adam tek başına yaşadı.
Eski ev yanarak kül haline geldi.
O yüzemeyecek kadar çok yaşlıydı.
Belirli bir yaşlı kadın arıyorum.
Araba eski ama iyi.
Öğrenmenin yaşı yoktur.
Bu ağaç kaç yaşında?
Tom eski bir evde yaşıyor.
Tom'un eski arabası sonunda bozuldu.
Yaşlı köpekler yeni hileler öğrenebilirler.
Dişi, yolu çok iyi biliyor.
Yaşlı adam yere düştü.
Yaşlı adam geçen hafta öldü.
Yaşlı adam neredeyse araba tarafından çarpılacaktı.
O kadar yaşlı olduğunu düşünmemiştim.
Tom yaşlı ama gönlü genç.
Hiç kimse öğrenmek için çok yaşlı değildir.
Bu tür bir şey için çok yaşlıyım.
Yaşlı değilsin
- Bu dünya için çok yaşlıyım.
- Bu dünya için fazla yaşlıyım.
Eski araban için onlar sana ne kadar verdiler?
Babam, çok eski bir araba kullanıyor.
buranın yalnızca eski bir fabrika olmamasıydı.
Tabii, yaşlılar için tuvaletli bir cep telefonu.
ve sıra dışı, titrek, dalgalı, elbiseli ve yaşlı bir kadın oluyor.
Ben bu iş için çok yaşlanıyorum.
Yaşlı olabilirim ama deli değilim.
Yeniden başlamak için çok yaşlıyım.
Kendime bakmak için yeterince yaşlıyım.
Onun evi çok küçük ve üstelik çok eski.
Yaşlı adam ahşap bebeğe Pinokyo adını verdi.
O yaşlı adam titiz bir yiyicidir.
Evimizin önünde iki tane yaşlı kestane ağacı var.
Tom göründüğü kadar yaşlı değil.
Yaşlı adam bana tuhaf bir hikaye anlattı.
Yaşlandığını dikkate almamız gerekir.
Yaşlı bayan tek başına üç odalı bir dairede yaşadı.
Eski bir arabam var.
- Onun yaşlı kedisi hâlâ hayatta.
- Onun eski kedisi hâlâ hayatta.
Onlar benim yaşlı bir kadın olduğumu söylüyorlar.
"The Old Man and the Sea" Hemingway tarafından yazılmış bir romandır.
Neden yaşlı bir adam gibi giyindin?
- Eski köye yeni adet getiremezsin.
- Huylu huyundan vazgeçemez.
- Can çıkar huy çıkmaz.
Yaşlı bayan için kendini çok kötü hissetti.
- Tom dedem yaşında adam.
- Tom dedem olacak kadar yaşlı.
Bunun büyük bir hata olduğunu düşünüyorum.
Bu eski masa hâlâ kullanımda.
Eski evdeki duvarlar düz değildi.
Bu büyük bir hataydı.
Fabrika o kadar eskiydi ki sahipleri fabrikanın değersiz olduğunu düşünüyordu.
- Yaşlı adam tek başına yaşıyor.
- Yaşlı adam kendi başına yaşamaktadır.
Yaşlı adam emekli maaşı ile geçiniyor.
Güneş eski yelkenlinin önündeki suda parlıyordu.
Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?
Bu bilgisayar benim eski bilgisayarımdan çok daha hızlı.
Ben onun kadar yaşlıyım.
Yaşlı bir adam arıyorum.
Yaşamında eğitimi geç aldı.
Tom eski tren istasyonuna yakın yaşamaktadır.
O yaşlı hizmetçi bütün inekleri çayırda sağar.
Yaşlı erkek fazla iri olduğu için geri kalan herkesten daha yavaş.