Translation of "Verstand" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Verstand" in a sentence and their turkish translations:

- Tom verstand sofort.
- Tom verstand auf Anhieb.

Tom hemen anladı.

Tom verstand das.

Tom onu anladı.

Verstand Marika Japanisch?

Marika Japonca anladı mı?

Verstand Marika Estnisch?

Marika, Estonca anladı mı?

Ich verstand nicht.

Anlamadım.

Mit Argumenten, mit Verstand,

ama muhakeme etmiyorlarsa,

Lesen schult den Verstand.

Okuma zihni geliştirir.

Er verstand mich nicht.

O beni anlamıyordu.

Tom verstand es nicht.

Tom anlamadı.

- Das arme Mädchen verlor ihren Verstand.
- Das bedauernswerte Mädchen verlor ihren Verstand.

Zavallı kız aklını yitirdi.

Er hat einen scharfen Verstand.

Onun keskin bir zihni var.

Ich verstand, was sie sagte.

Onun ne dediğini anladım.

Sie verstand kein einziges Wort.

O, tek bir kelime anlamadı.

Tom verstand die Frage nicht.

Tom soruyu anlamadı.

Tom hat den Verstand verloren.

Tom zıvanadan çıktı.

Hat Tom den Verstand verloren?

Tom deli mi?

Er hat den Verstand verloren.

Aklı başında değil.

Tom verstand Marys Witz nicht.

Tom Mary'nin şakasını anlamadı.

Ist Tom bei klarem Verstand?

Tom berrak mı?

Er verstand Marias Witz nicht.

O, Mary'nin şakasını anlamadı.

Ich verstand ihn überhaupt nicht.

Onu hiç anlamadım.

Tom verstand Marias Witz nicht.

Tom, Mary'nin esprisini anlayamadı.

Tom hat einen scharfen Verstand.

Tom'un keskin bir zihni var.

Er muss den Verstand verloren haben.

- O, keçileri kaçırmış olmalı.
- O, aklını kaçırmış olmalı.

Sie brauchte jemand, der sie verstand.

Onu anlayacak birine ihtiyacı vardı.

Er verstand nicht, was Differentialgleichungen sind.

Diferansiyel denklemler kavramını anlamadı.

Tom glaubte, er verliere den Verstand.

Tom aklını kaybettiğini düşündü.

Die Masturbation nimmt uns den Verstand.

- Mastürbasyon deliliğe neden olur.
- Mastürbasyon deliliğe yol açar.

Habt ihr alle den Verstand verloren?

Hepiniz kafayı mı yediniz?

Tom verstand, was Maria sagen wollte.

Tom Mary'nin ne söylemeye çalıştığını anlayabiliyordu.

Tom verstand genau, was Mary meinte.

Tom Mary'nin ne demek istediğini tam olarak biliyordu.

Ich verstand nicht, wovon sie redete.

Onun ne hakkında konuştuğunu anlamadım.

Ich denke, ich verliere den Verstand.

Aklımı kaybettiğimi düşünüyorum.

Tom hat eindeutig den Verstand verloren.

Tom açıkça delidir.

Ich verstand nicht, was er sagte.

Onun ne dediğini anlayamadım.

An etwas das sie nicht vollständig verstand,

tamamen anlamadığım bir şey üzerine çalışmama rağmen

Mein Verstand konnte das alles nicht bewältigen.

Zihnim tüm bunlarla başa çıkamıyordu.

- Ich verstand nicht.
- Ich habe nicht verstanden.

Anlamadım.

- Habt ihr den Verstand verloren?
- Spinnt ihr?

Siz çocuklar aklınızı mı kaybettiniz?

Er sagte etwas, das ich nicht verstand.

Anlamadığım bir şey söyledi.

Er verstand nicht den Wert ihres Rates.

O, onun tavsiyesinin değerini anlayamadı.

Tom verstand, dass Maria möglicherweise müde war.

Tom Mary'nin yorgun olabileceğini fark etti.

- Er hat nichts begriffen.
- Er verstand nichts.

Hiçbir şey anlamadı.

Hat dir das Fasten den Verstand benebelt?

Oruç başına mı vurdu?

- Tom hat nichts verstanden.
- Tom verstand nichts.

Tom her şeyi anlamadı.

Tom verstand nicht, was Maria wirklich meinte.

Tom Mary'nin gerçekten ne demek istediğini anlamadı.

Tom wusste nicht, dass Mary Französisch verstand.

Tom Mary'nin Fransızca anladığını bilmiyordu.

Tom verstand nicht, was Maria sagen wollte.

Tom Mary'nin ne söylemeye çalıştığını anlayamadı.

Ich verstand nicht, was sie gesagt hatte.

Onun ne dediğini anlayamadım.

Bevor ich verstand, was diese meinem Heimatland antut.

doğduğum ülkeye ne yaptığını anlamamdan önce.

Sie würden denken, dein Verstand würde plötzlich herauskommen

aklın bir anda çıkıp gideceğini düşünürlerdi

Wo der Verstand kommt, müssen die Haare gehen.

Bilgelik gelince saç gider!

Ich dachte, Tom hätte ein bisschen mehr Verstand.

Tom'un ondan daha fazla duyusu olduğunu düşündüm.

Mein Verstand scheint heute nicht gut zu funktionieren.

- Kafam bugün iyi çalışmıyor anlaşılan.
- Bugün aklım iyi çalışıyor gibi görünmüyor.

Meine Familie denkt, ich hätte den Verstand verloren.

Ailem aklımı kaybettiğimi düşünüyor.

Als er die Nachricht hörte, verlor er den Verstand.

O, haberde soğuk kanlılığını kaybetti.

- Tom ist verrückt geworden.
- Tom hat den Verstand verloren.

Tom çıldırdı.

- Tom hat den Verstand verloren.
- Tom ist von Sinnen.

Tom aklını kaybetti.

- Ich habe es falsch verstanden.
- Ich verstand es falsch.

Yanlış anladım.

Tom verstand nicht, warum Maria sich so seltsam aufführte.

Tom, Mary'nin neden bu kadar garip davrandığını anlayamadı.

Tom verstand kein Wort von dem, was Maria sagte.

Tom Mary'nin söylediği tek kelimeyi anlamadı.

- Tom konnte es nicht verstehen.
- Tom verstand es nicht.

Tom anlayamadı.

- Sie sind verrückt geworden.
- Sie haben den Verstand verloren.

- Onlar delirdiler.
- Onlar çıldırdı.
- Onlar kafayı yedi.
- Çıldırdılar.
- Kafayı yediler.
- Delirdiler.

Das Herz sagt ja, aber der Verstand sagt nein.

Kalp evet diyor, akıl hayır diyor.

Jedermann klagt über sein Gedächtnis, niemand über seinen Verstand.

Herkes hafızası hakkında şikayet eder, hiç kimse anlayışı hakkında değil.

Ich möchte meine Vergangenheit mit dem Verstand von heute.

Bana eski günler lazım bir de şimdiki aklım.

Ist so in unserem Verstand verwurzelt und in unserer Gesellschaft,

hem zihnimize hem de toplumumuza öylesine işlemiş ki

Sie wurde von der Natur mit Schönheit und Verstand gesegnet.

Doğa ona zeka ve güzellik vermiş.

Wir haben alles, was wir brauchen: Geld, Zeit und Verstand.

İhtiyacımız olan her şeye sahibiz; para, zaman ve beyin.

Wir zahlen für unseren Karnismus mit unserem Herzen und unserem Verstand,

Karnizmin bedelini, kalbimizle ve aklımızla,

Nancy verstand sich mit meiner Schwester über fünf Jahre lang gut.

Nancy beş yıldan fazla süredir ablam ile iyi ilişkiler içindedir.

- Maria verstand die Frage nicht.
- Maria hat die Frage nicht verstanden.

Marie soruyu anlamadı.

- Tom verstand mein Französisch nicht.
- Tom hat mein Französisch nicht verstanden.

Tom Fransızcamı anlamadı.

Was bedeutet es, im 21. Jahrhundert einen gebildeten Verstand zu haben?

21. yüzyılda eğitimli bir akla sahip olmak ne anlama geliyor?

- Mein Bruder trieb mich fast in den Wahnsinn.
- Mein Bruder hätte mich fast um den Verstand gebracht.
- Mein Bruder hätte mir fast den Verstand geraubt.

Erkek kardeşim neredeyse beni deli etti.

Obwohl Tom versuchte, es Maria zu erklären, verstand sie noch immer nichts.

Tom onu Mary'ye açıklasa bile o hala anlayamadı.

- Tom ist mit einem reichen Verstand begabt.
- Tom hat eine reiche Verstandesgabe.

Tom entelektüel yetenekli.

Ich habe den Verstand nicht verloren, ich habe ihn bei eBay verhökert.

Aklımı kaybetmedim, onu eBay'da sattım.

Tom wollte, dass Mary verstand, warum er nicht mit ihr leben konnte.

Tom Mary'den niçin onunla yaşayamadığını anlamasını istedi.

- Ich verstand deine Frage nicht.
- Ich verstand Ihre Frage nicht.
- Ich habe Ihre Frage nicht verstanden.
- Ich habe deine Frage nicht verstanden.
- Ich habe eure Frage nicht verstanden.

Senin sorunu anlamadım.

Er hat das Team verlassen, da er sich nicht mit dem Manager verstand.

O, müdürle anlaşamadığı için ekibi terk etti.

Tom musste das Schild an der Tür dreimal lesen, bevor er es verstand.

Tom onu anlamadan önce kapıdaki levhayı üç kez okumak zorunda kaldı.

- Ich denke, Tom verstand es nicht.
- Ich denke, Tom hat es nicht verstanden.

Sanırım Tom anlamadı.

- Du hast mir den Kopf verdreht.
- Du hast mich um den Verstand gebracht.

- Bana aklımı kaybettirdin.
- Aklımı başımdan aldın.

- Sie brauchte jemanden, der sie verstand.
- Sie braucht jemanden, der sie verstehen kann.

Onun onu anlayabilecek birine ihtiyacı var.

O Herr, lass es Verstand regnen und nimm den Bedürftigen die Regenschirme weg!

Allahım, akıl yağdır ve muhtaçların ellerinden şemsiyelerini al!

Als ich mich unsagbar in dich verliebte, hat mein Verstand aufgehört zu funktionieren.

Sana yürekten âşık olduğumda kafam çalışmayı bıraktı.

- Meine eigenen Gedanken sind meine eigene Kirche.
- Mein eigener Verstand ist meine eigene Kirche.

Benim kendi zihnim, kendi kilisemdir.