Examples of using "Verrichten" in a sentence and their turkish translations:
Bırak da Tom işini yapsın.
- İşimi yapmama izin ver.
- Bırak da işimi yapayım.
Bırak da Mary işini yapsın.
- Onlar işlerini yapsınlar.
- Onların işlerini yapmasına izin ver.
Biz sadece işimizi yapıyoruz.
- İşimizi yapmamıza izin verin.
- Bırak da işimizi yapalım.
Tom 100 saat kamu hizmeti yapmak zorundaydı.
Bir robot bir insanın yapabileceğinden daha çok iş yapabilir.
Zavallı serflerin ağır işi yapma zamanı.
İşimi başka birinin yapabileceğini sanmıyorum.
O işi yapmak istiyorsun.
Tom, Mary'ye gerçekten bunu kendi başına yapmak isteyip istemediğini sordu.
Tom yapması gerekeni yapmak için zar zor yeterli zamana sahip olduğunu biliyordu.
Bu işi yapmanı istiyorum.
Yaptığın hakkında konuşarak ne kadar çok zaman harcarsan, onu o kadar az zamanda yapmak zorunda kalırsın.
Tom artık işini yapamıyor.
Onlara işimi yapmakta istekli olmadığımı düşünmeleri için hiçbir neden vermek istemiyorum.