Examples of using "Verpflegung" in a sentence and their turkish translations:
Yiyeceğimiz azalıyor.
Yemek için bekleyen insan sıraları eskisinden daha uzundu.
Yeterli yiyeceğimiz yok.
Bizi burada yiyecek ve su olmadan yalnız bırakamazsın.
Cezaevi yemeği beklediğim kadar kötü değil.
Onlara giyecek ve biraz yiyecek verdim.