Examples of using "Verabredet" in a sentence and their turkish translations:
2.30'da anlaştık.
Belirlenmiş sürenin on dakika gerisindesin.
İki pul koleksiyoncusu bir takas düzenledi.
- Öğleyin onunla bir randevum var.
- Onunla öğlen randevum var.
Tom'la çıktığını bana söyleme.
2.30'da Tom'u karşılamamız gerektiğini düşünüyordum.
Bana senin ve Tom'un hiç çıkmadığını mı söyleyeceksin?
İşten sonra Tom'la bir içki içmeyi kabul ettim.
Park Caddesindeki bir restoranda Tom'la öğle yemeği için buluşuyorum.