Examples of using "Verängstigt" in a sentence and their turkish translations:
Sen korkmuş görünmüyorsun.
Tom korkmuş.
Tom korkmuş davranıyor.
Tom endişeliydi.
Tom çok korkmuştu.
Tom korkmuş görünüyordu.
Korkmuş görünüyordun.
Tom'u korkuttun.
Çocuklar gerçekten korkmuş.
- Korkmuş ve şaşırmıştık.
- Korkmuş ve şaşırmış bir hâldeydik.
Bizi korkutup kaçırmak istiyordu.
- O, daha önce hiç bu kadar korkmamıştı.
- O, asla o kadar korkmamıştı.
Tom korktu.
Tom çok korkmuş görünüyor.
Bir şey yapamayacak kadar çok korkmuştum.
Tom korkmuş görünüyor.
Doğrusu hepimiz biraz korktuk.
Tom korkmuş görünüyordu.
O kadar korkmuştu ki konuşamadı.
Muhtemelen bu endişelenmenize neden olacak
O, asla o kadar korkmamıştı.
Anne, bebeğinin üşütmesinden çok korkmuştu.