Examples of using "Unweit" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un Boston'dan çok uzak olmayan bir çifliği var.
Ben terk edilmiş bir köyün kalıntıları yanında kamp kurdum.
Tom Boston'dan çok uzak olmayan küçük bir kasabada yaşıyor.
Denize yakın yerde büyüdü fakat yüzmekten nefret eder.
Yiyecek bir şey almak zorundaydık bu yüzden çıkışa yakın bir restoranda durduk.
Polis buranın yakınlarında sahile vurmuş bir ceset buldu.