Examples of using "Ungeheuer" in a sentence and their turkish translations:
- Tom son derece meraklıydı.
- Tom inanılmaz bir şekilde meraklıydı.
Orada korkunç bir canavar yaşardı.
bir an geldi.
Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.
Dev gibi bir fırtına.
Sadece canavarlar ağlamaz.
Ben bir canavar değilim.
Bu örümcek değil bir ucube!
Ben bir canavarım.
Ben bir canavar değilim.
Patronumun verdiği referans her şeyi halletti.
Senin bir canavar olduğunu bilmiyordum.
Yahudi aleyhtarlığı canavarı hâlâ aramızda.
Bütün bunlara rağmen, ben son derece gurur duyuyorum.
Bu korkunç canavar Sfenks'ti.
Yatağımın altında bir öcü var.
Yatağımın altında bir canavar var.
O seni çok fazla seviyor.
Yatağımın altında bir hilkat garibesi var.