Examples of using "Termin" in a sentence and their turkish translations:
Ataman ne zaman?
- Randevun var mı?
- Randevunuz var mı?
- Randevun var mı?
- Randevunuz var mı?
Bir randevum var.
Tom'un bir randevusu var.
Bir randevu al.
Randevuna gittin mi?
Bir randevu planlamak istiyorum.
- Randevuyu iptal ettim.
- Görüşmeyi iptal ettim.
Doktorla bir randevusu vardı.
Doktorla randevum var.
Tom randevusuna gitmedi.
Onunla bu gece randevum var.
O, randevusuna gitmedi.
Tom'un bir dişçi randevusu var.
En son diş randevun ne zamandı?
Düğününüz için bir tarih ayarladın mı?
Saat 3'te bir randevum var.
Ben öbür gün için bir randevu istiyorum.
Doktordan muayene için bir randevu almak istiyorum.
Bebeklerini uzun zamandır her zaman korur.
Saat sekizde bir randevum var.
Buluşma tarihini ileri aldık.
Bu randevuyu bir kez daha kaçırdım!
Yarın için bir randevu planlamak istiyorum.
Piknik için bir zaman ayarlayalım.
Üzgünüm. Başka bir randevum var.
Tom'un 2.30'da randevusu var.
Tom'un bugün bir doktor randevusu var.
- Tom ve Mary randevularını iptal ettiler.
- Tom ve Mary buluşmalarını iptal ettiler.
- Danışmadan başka bir randevu alın.
- Resepsiyondan bir randevu daha al.
Ani bir hastalık onu randevusunu iptal etmeye zorladı.
Seyahat için tarihi belirlediler.
Mezunlar toplantısı için tarih tespit ettik.
Randevu almadan buraya gelemezsin.
Benim ilk randevum 2.30'a kadar değil.
Doktor Jackson'la bir randevu planlamak istiyorum.
Dr. King'ten bir randevu almak istiyorum.
Acil bir işten dolayı randevumu iptal ettim.
Üç yaşındaki oğlum için bir randevu almak istiyorum.
- Hocayla 1:30'da randevum var.
- Profesörle 1:30'da randevum var.
Önemli bir randevuya yetişemedi.
Saat 2.30'da bir dişçi randevum var.
Dişçi bana saat yediye randevu verdi.
Ondan bir randevu al.
Bir dişçi randevum var.
Göz randevum var.
Toplantıya katılma randevusunu iptal etti.
2.30'da randevun olduğunu sana hatırlatmak istiyorum.
Çok üzgünüm ama 27 şubattaki randevumuzu iptal etmek zorundayım.
Tom ve Mary henüz düğün için bir tarihe karar vermedi.
Geç kalmak istemediğim bir randevum var.
Doktora görünmek için saat dörde randevu aldım.
Onunla bir randevun var mı?
Ben son dakikada randevuyu iptal ettiğim için üzgünüm.
Hastanedeki randevumu unuttum. Neden bana hatırlatmadın?
Saat 2.30'da buluşmam vardı ama trafiğe yakalandım ve oraya vaktinde varamadım.
Randevularına nadiren, kırk yılda bir, geç kalır.
Tom'un 2.30'da dişçi randevusu var.
Tom'un Mary ile 2.30'da bir randevusu var.
2.30'da bir randevum vardı fakat trafikte sıkıştım ve oraya zamanında varamadım.
Hastanede bir randevun olsa bile en azından iki saat beklemek zorundasın, bu yüzden bunun için hazır ol.
Tom'un yoğun bir programı olduğunu anlıyorum fakat ondan bir randevu alabilsem gerçekten minnettar olurum.
Üzgünüm, ama şimdi gitmek zorundayım.Bir saat içinde bir randevum var.Lütfen eve vardığımda beni tekrar aramayı unutmayın.