Examples of using "Stumm" in a sentence and their turkish translations:
Tom sessiz kaldı.
Tehlike sessiz yapar.
Sessiz, öldürücü ve görünmez.
Sessiz bir evren
- Tom mikrofonunun sesini kapattı.
- Tom mikrofonunu sessize aldı.
Bu tartışma sırasında o sessiz kaldı.
İnsanlar sessizce Jessie'ye baktı.
O, kör sağır ve dilsizdi.
Helen Keller, kör sağır ve dilsizdi.
Tom Mary'nin ofisine girmeden önce telefonunu sessiz moda aldı.
Anlayabilir ama konuşamaz.
Nasıl cevap vereceğimi bilmediğim için, sessiz kaldım.
Genellikle bir konser öncesinde seyirciden ya telefonlarını kapatmalarını ya da sessiz moda geçmelerini isteyen bir duyuru vardır.
Ne söyleyeceğini bilmediği için, sessiz kalmaya devam etti.