Translation of "Rief" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Rief" in a sentence and their turkish translations:

Tom rief.

Tom bağırdı.

- Ich rief den Wachschutz.
- Ich rief den Sicherheitsdienst.
- Ich rief den Wachdienst.

Güvenliği aradım.

„Hinaus!“, rief er.

"Dışarı!" diye haykırdı.

Tom rief zurück.

Tom geri aradı.

- Tom rief Mary ein Taxi.
- Tom rief ein Taxi für Mary.
- Tom rief Maria ein Taxi.

- Tom Mary için bir taksi çağırdı.
- Tom Mary'ye bir taksi çağırdı.

- Der Arzt rief ihn zurück.
- Die Ärztin rief ihn zurück.

Doktor onu geri aradı.

Mayuko rief mich zurück.

Mayuko beni tekrar aradı.

Tom rief mich an.

Tom beni aradı.

Sie rief mich an.

O beni aradı.

Sie rief ihre Schwester.

Kız kardeşini aradı.

Tom rief die Polizei.

Tom polisi aradı.

Tom rief um Hilfe.

Tom yardım çağırdı.

Tom rief Mary an.

Tom, Mary'yi aradı.

Ich rief sie an.

Telefonda onu aradım.

Tom rief: „Es brennt!“

Tom "Yangın var!" diye bağırdı.

Er rief um Hilfe.

O yardım istedi.

Tom rief mich zurück.

Tom beni geri çağırdı.

Tom rief wieder an.

Tom tekrar aradı.

Jemand rief ihn an.

Biri onu aradı.

Ich rief ihn an.

Ben onu aradım.

Ken rief um Hilfe.

Ken yardım için bağırdı.

Jemand rief meinen Namen.

Biri ismimi haykırdı.

Sie rief ihn an.

O onu aradı.

Tom rief einen Krankenwagen.

Tom bir ambulans çağırdı.

Er rief ihn an.

O onu aradı.

„O nein!“ rief Maria.

Mary "Hayııır!" diye bağırdı.

Tom rief seine Sekräterin.

Tom sekreterini çağırdı.

Layla rief einen Krankenwagen.

Leyla bir ambulans çağırdı.

Sie rief ihre Mutter an.

O, annesini aradı.

Er rief laut um Hilfe.

Yardım diye haykırdı.

Er rief mir ein Taxi.

- O, bana bir taksi çağırdı.
- O bana bir taksi çağırdı.
- O benim için bir taksi çağırdı.

Ich rief sie sofort an.

Onu derhal aradım.

Ein Mädchen rief mich an.

Bir kız beni aradı.

Tom rief den Notruf an.

Tom, 911'i aradı.

Sie rief den Psychiater an.

O, akıl hastalıkları uzmanını çağırdı.

Tom rief umgehend die Polizei.

Tom derhal polisi aradı.

Tom rief zu Hause an.

Tom evi aradı.

Er rief seine Schwester Maria.

O, kız kardeşi Mary'yi aradı.

Ich rief meinen Anwalt an.

Avukatımı aradım.

Er rief mich nicht zurück.

O benim telefonlarıma cevap vermedi.

Sie rief mich nicht zurück.

O çağrılarımı yanıtlamadı.

Tom rief mich auch an.

Tom da beni aradı.

Tom rief mir ein Taxi.

Tom benim için bir taksi çağırdı.

Tom rief seinen Anwalt an.

Tom, avukatına telefon etti.

Tom rief unentwegt um Hilfe.

Tom yardım için bağırmaya devam etti.

Ich rief ihn ans Telefon.

Onu telefonda aradım.

Tom rief Mary ans Telefon.

Tom, Mary'yi telefona çağırdı.

Ich rief meinen Vater an.

- Babama telefon ettim.
- Pederi aradım.
- Babamı çağırdım.

- Ein Mann rief etwas, während er winkte.
- Der Mann winkte und rief etwas.

- Bir adam elini sallayarak bir şeyler bağırdı.
- Bir adam elini sallayarak, bağırarak bir şey söyledi.

- Tom rief Mary ein Taxi.
- Tom rief ein Taxi für Mary.
- Tom rief Maria ein Taxi.
- Tom nannte Maria ein Taxi.

- Tom Mary için bir taksi çağırdı.
- Tom Mary'ye bir taksi çağırdı.

- Er rief sie jeden zweiten Tag an.
- Er rief sie alle zwei Tage an.

O, günaşırı onu aradı.

Die Neuigkeit rief große Verwirrung hervor.

Haber büyük karışıklık yarattı.

Er rief mich immer wieder an.

Bana tekrar tekrar telefon etti.

Der ertrinkende Mann rief um Hilfe.

Boğulan adam yardım için bağırdı.

Sie rief die Schüler ins Zimmer.

Öğrencileri odanın içine çağırdı.

Tom rief Maria statt Johannes an.

Tom John yerine Mary'yi aradı.

Endlich rief die Sprechstundenhilfe Tom auf.

- Sonunda doktorun sekreteri Tom'un ismini çağırdı.
- Nihayet doktorun sekreteri Tom'un adını seslendi.

- Jemand rief an.
- Jemand hat angerufen.

Birisi aradı.

Das Kind rief laut um Hilfe.

Çocuk yardım için bağırdı.

Tom rief Maria heute Morgen an.

Tom bu sabah Mary'yi aradı.

Johann rief lauthals nach dem Kellner.

John yüksek sesle garsonu çağırdı.

Tom rief bei der Suizidseelsorge an.

Tom intihar telefon hattını aradı.

Laylas Nachbar rief die 112 an.

Leyla'nın komşusu 911'i aradı.

Wütend nahm er eine Leiter und rief:

Öfkeyle bir ölçek merdiveni aldı ve bağırdı,

Jemand rief meinen Namen in der Dunkelheit.

Karanlıkta biri adımı seslendi.

Er rief bei mir zu Hause an.

O, evime uğradı.

Sie rief um Hilfe, aber niemand kam.

Yardım için bağırdı fakat hiç kimse gelmedi.

Herr Tanaka rief während Ihrer Abwesenheit an.

Sen dışarıdayken Bay Tanaka aradı.

- Jemand rief an.
- Es hat jemand angerufen.

- Birisi aradı.
- Biri aradı.

Ihr Sohn rief aus New York an.

Oğlu onu New York'tan aradı.

Ich legte auf und rief sie zurück.

Kapattım ve onu tekrar aradım.

Tom rief mich gestern aus Boston an.

Tom dün beni Boston'dan aradı.

Tom rief Maria am nächsten Tag zurück.

Tom ertesi gün Mary'yi tekrar aradı.

Ich rief Tom am nächsten Morgen an.

Ertesi sabah Tom'u aradım.

Tom rief mich fast jeden Tag an.

Tom beni neredeyse her gün aradı.

Ich rief meinen guten Freund Tom an.

İyi arkadaşım Tom'u aradım.

Ich rief Tom an, bevor ich herkam.

Buraya gelmeden önce Tom'u aradım.

Sie rief mich am nächsten Tag an.

Ertesi gün beni aradı.

Er rief mich am nächsten Tag an.

O ertesi gün beni aradı.

Er drehte sich um, als ich rief.

Ben seslendiğimde geriye döndü.

Tom rief Maria aus dem Hotel an.

Tom, Mary'yi otelden aradı.

- Tom rief Mary an, aber die Leitung war besetzt.
- Tom rief Maria an, aber es war besetzt.

Tom Mary'yi aradı, fakat hat meşguldü.

Ich rief an, um sein Kommen zu bestätigen.

Geleceğinden emin olmak için onu aradım.

- Ich rief Tom an.
- Ich habe Tom angerufen.

Tom'a telefon ettim.

Ich rief Mary an, aber es war besetzt.

Mary'yi aradım, ancak hat meşguldü.

Er rief seine Mutter vom Flughafen aus an.

Havaalanından annesini aradı.

Mein Enkel rief mich an, um mich einzuladen.

Erkek torunum beni davet etmek için aradı.