Examples of using "Rendezvous" in a sentence and their turkish translations:
Ben randevumu ertelemek zorunda kaldım.
Tom'la buluşman nasıldı?
Ondan bir randevu istedim.
"Tom nerede?" "Bir randevusu var."
Onunla bu gece randevum var.
Geçen gece randevunuzun nasıl geçtiğini bana anlatın.
Tom asla daha yaşlı kadınlarla çıkmaz.
Bu bir randevu değil. Biz sadece birlikte bir film izleyeceğiz.
Ona hiç çıkma teklif edilmedi.
Tom asla daha yaşlı kadınlarla çıkmaz.
Düşmanlarımızı affetmeli miyiz? Tanrı onları affedecek! Bizim görevimiz sadece onların karşılaştığından emin olmak.