Examples of using "Ort" in a sentence and their turkish translations:
Onlar bir yerden bir yere taşınıyorlar.
Burası uygun bir yer değil.
O serin bir yer.
O yer nerede
O yeri özlüyorum.
Bu yer tüyler ürpertici.
Bu yerden nefret ediyorum.
Herkes o yeri seviyor.
Güvenli bir mekândasın.
O kasvetli bir yerdir.
Bu mükemmel bir yerdir.
Ne güzel bir yer!
Bu yer çok kirli.
Yer tamamen ıssızdı.
Doğru yerdeyiz.
Tom yeri sevmedi.
Konum değişti.
Tom nerede olduğunu söyledi mi?
Bu yeri özleyeceğim.
Bu güzel bir yer mi?
Bu, tek yerde kalarak yapılır.
Vay canına, şuraya bakın.
Gizemli, korkulası bir yerdir.
Dünya'nın neresinde olursa olsun...
Aceleyle trafik kazasının olduğu yere gittiler.
Bu yeri çabucak terk etmek istiyorum.
Affedersiniz, Bu yerin isme ne?
Seninle her zamanki yerde buluşacağım.
Bu mekân Dingo'nun ahırı gibi.
Gerçekten bu yeri özleyeceğim.
Biz belirlenen noktada buluştuk.
Ne tür bir yer bu?
Dünya güzel bir yer.
Dünya tehlikeli bir yerdir.
Yanlış zamanda yanlış yerde oldu.
Onlar doğru zamanda doğru yerdeydiler.
Tom'un dönecek hiçbir yeri yoktu.
Doğduğun yer şansını, öldüğün yer başarını gösterir.
tüm selfilerimiz hepsi bir yerde;
Mossel Körfezi, büyük beyazların
Yeri tekrar tekrar ziyaret ettim.
Bu mekân Dingo'nun ahırı gibi.
"Nereye gidiyoruz?" "Güvenli bir yere."
O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor.
Bu yerin gizemli bir atmosferi var.
Onlar mekandan uzak kaldılar.
Dünya'daki en güzel yer neresi?
Özgürlük bir yer ya da bir fikir midir?
Gözlerden uzak bir yerde yaşamak istiyorum.
Onlar kasabaya nasıl gittiler?
- Orası kuş uçmaz, kervan geçmez bir yer.
- Ücra bir yer orası.
- Issız bir yer orası.
Burası sakin ve sıcak bir yer.
Yarın geçen hafta buluştuğumuz yerde buluşalım.
Seninle her yer bir cennettir.
Boston gerçekten nasıl bir yer.
Sigara içebileceğim bir yer var mı?
Onu serin bir yerde tut.
- Parayı güvenli bir yerde tut.
- Parayı güvenli bir yerde saklayın.
- Değerli şeylerini güvenli bir yerde muhafaza etmelisin.
- Değerli eşyalarını güvenli bir yerde saklamalısın.
O mekândan uzak dur.
Bu yeri neden bu kadar çok sevdiğini anlayabiliyorum.
Böyle karanlık bir yerde ne yapıyorsun?
Gidip şuraya bir bakalım. Vay canına.
Bunun gerçekleştiği bir yer hâlihazırda var.
bir su kütlesi bir yerden başka bir yere doğru akın etti
burayı önemli yapan şeylerden bir tanesi de
uyandırırsa, burası ayın yol açtığı muazzam teknik zorlukları
Parayı oracıkta ödedi.
Doğru zamanda doğru yerdeydim.
O doğru yerde doğru zamandaydı.
O, doğru zamanda doğru yerdeydi.
Hiroshima'da Kuchiwa denilen bir yer var.
Yanlış zamanda yanlış yerdeydim.
Gitmek istediğin bir yer var mı?
Bu zamanı ya da yeri değil.
Bunu güvenli bir yere koyacağım.
Mücevher beklenmedik bir yerde bulundu.
Böyle bir yerde her şey olabilir.
Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.
Tom yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
Böyle buz gibi soğuk bir yerde ne yapıyorsun?
Tom bu yeri bilir.
Bu, pusu için mükemmel bir yerdir.
Tom doğru zamanda doğru yerdeydi.
O yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
Eğrelti otları bu kadar kuru bir yerde yetişmez.
Her zamanki yerde her zamanki insanlarla karşılaştım.
Ben akşam yemeği için iyi bir yer biliyorum.
Yaşamak için bir yer arıyor.
Oraya bir kez daha gitmek istiyorum.
O, ona nerede kalacağını tavsiye etti.
Araba kazası olay yeri korkunç bir manzaraydı.
Dünya'nın her yerini görmek isterim.