Examples of using "Offensichtlich" in a sentence and their turkish translations:
Açıkça!
Birisi açıkça yalan söylüyor.
Belli ki biri yalan söylüyor.
Kesinlikle.
Tom belli ki endişeliydi.
O, açıkçası kaçınılmazdır.
Açıkçası o hatalı.
O belli ki sarhoş.
Belli ki Tom sarhoş.
O belli ki acı çekiyordu.
Onun acı çektiği belliydi.
O besbelli acı çekiyor.
Tom açıkça yalan söyledi.
Tom açıkça şok oldu.
Onun başarısız olacağı kesindir.
Onun hasta olduğu açıkça görünüyor.
Çözüm açıktı.
O belli ki benden nefret ediyor.
Mary açıkça ağlamıştı.
Açık değil mi?
Tom açıkça üzgün.
Tom belli ki yorgun.
O belli miydi?
Cevap açık.
O, nefes alışı kadar çok kolay yalan söyler.
O açıkça hastadır.
Tom'un acı içinde olduğu belliydi.
Mary açıkça üzgündü.
Bu tamamen açık.
Biliyorsun, belli ki tam bir kurgu.
Onun hayal kırıklığı herkes tarafından biliniyordu.
Görünüşe göre, soru beklenmiyordu.
Açık olduğunu sanıyordum.
Belli ki Tom'un başı dertte.
Tom açıkça bir şey saklıyor.
Tom Mary'ye yardım etmek istiyor gibi görünüyor.
Her şey iyi görünüyor.
Bu apaçık bir hata.
Tom'un açıkçası şüpheleri var.
Tom'un açıkça bir sorunu var.
Tom açıkçası çok sarhoştu.
Bunun açık olduğunu düşündüm.
Bu açıkça doğru değil.
O belli ki çok hastaydı.
Belli ki Tom ilgilenmiyor.
Tom açıkçası çok popüler.
Belli ki burada bir şey yanlış.
- Bu oldukça açık.
- O oldukça açık.
Tom görünüşe göre pasaportunu kaybetti.
Sen belli ki Tom'u çok iyi tanımıyorsun.
Bu kolay, ancak aşikar değil.
O açıkça onu demek istemiyor.
Onun yalan söylediği belliydi.
Belli ki yalan söylüyor.
- Tom belli ki ellerini çok iyi kullanıyor.
- Tom'un ellerini çok iyi kullandığı aşikâr.
Şüphesiz, orada bir problem var.
Açık ki, en önemli nokta budur.
O açıkçası benden daha güzel.
O strateji belli ki işe yaramadı.
Tom açıkça araba sürmekten hoşlanır.
- Onun beni sevdiği apaçık.
- Onun beni sevdiği besbelli.
Sen açıkça bilmek için can atıyorsun.
Tom açıkça bilmek için can atıyordu.
Muhtemelen bu mağarayı sığınak olarak kullanıyorlar.
Bu, onun yalan söylediğinin kanıtıdır.
Onun hatalı olduğu açıktır.
Belli ki, o hasta.
Bu hikaye açıkça hiçbir türe ait değil.
Tom artık açıkça onun hakkında konuşmak istemiyor.
Onların yalan söylediği belliydi.
Diplomatik ve askeri stratejimiz açıkça çelişki içindeydi.
Yalan söylediğin belli.
Tom ile Meryem'in birbirlerine aşık oldukları çok açık.
Belli ki, fikrini değiştirdin.
Hatalı olduğun ortada.
Tom'un yalan söylediği belli.
Bu herkes için açık değil mi?
Sen açıkça bana söylemek için can atıyorsun.
Mantık açıkça senin güçlü noktandır.
Açıkçası, Tom Fransızcayı çok iyi anlamaz.
Onların aralarındaki rekabet kısa sürede ortaya çıktı.
Zeki bir çocuk olduğun belli.
acısını çekmekte olan bu kıza yardım etmek yerine...
Ancak paniklediği belli olan parsın başka düşünceleri var.
Onun onu yaptığı bellidir.
Tom açıkçası bir şey hakkında endişeli.
Açık değil mi?
Onun beni öpmek istediği belliydi.
Onun beni öpmek istediği açıktı.
Bunun bir yalan olduğu açık.
Belli ki o seni seviyor.
Burada çok mutlu olmadığın açık.
o okul sistemi içinde gerçekleri öğrenmenin ne anlamı var ki?