Translation of "Lügt" in Turkish

0.043 sec.

Examples of using "Lügt" in a sentence and their turkish translations:

- Er lügt.
- Er lügt!

- O yalan söylüyor.
- O, yalan söylüyor.

- Sie lügt.
- Sie lügt gerade.

Yalan söylüyor.

- Offensichtlich lügt jemand.
- Irgendjemand lügt offensichtlich.

Birisi açıkça yalan söylüyor.

Sie lügt.

O yalan söylüyor.

Tom lügt.

Tom yalan söylüyor.

Er lügt.

- O yalan söylüyor.
- Yalan söylüyor.

Lügt Tom?

Tom yalan söylüyor mu?

Jemand lügt.

Birisi yalan söylüyor.

Lügt nie!

Asla yalan söylemeyin.

- Offensichtlich lügt jemand.
- Offensichtlich lügt hier jemand.

Belli ki biri yalan söylüyor.

- Es scheint, dass Tom lügt.
- Offenbar lügt Tom.

Tom yalan söylüyor gibi görünüyor.

Oder jemand lügt

veya birileri yalan söylüyor

Er lügt nie.

- O, asla yalan söylemez.
- O asla yalan söylemez.

Er lügt nicht.

O yalan söylemez.

Vielleicht lügt Tom.

Belki Tom yalan söylüyor.

Einer lügt wahrscheinlich.

Muhtemelen onlardan biri yalan söylüyor.

Tom lügt nie.

Tom asla yalan söylemez.

Tom lügt nicht.

Tom yalan söylemez.

Tom lügt immer.

Tom her zaman yalan söylüyor.

Sie lügt nie.

- O asla yalan söylemez.
- Asla yalan söylemez.

Tom lügt hemmungslos.

Tom, hiç çekinmeden yalan söyler.

Er lügt ständig.

O hep yalan söyler.

Sie lügt immerzu.

- O her zaman yalan söyler.
- O daima yalan söyler.

Tom lügt ständig.

Tom her zaman yalan söylüyor.

Sie lügt offenbar!

Açıkçası o yalan söylüyor!

- Ich erkenne, wenn man lügt.
- Ich erkenne, wenn jemand lügt.
- Ich merke es, wenn jemand lügt.

Birinin ne zaman yalan söylediğini söyleyebilirim.

- Tom lügt wie gedruckt.
- Tom lügt wie bei einer Begräbnisrede.

Tom afili yalanlar söylüyor.

Ich denke, er lügt.

Sanırım o yalan söylüyor.

- Alle lügen.
- Jeder lügt.

Herkes yalan söyler.

- Lüge nie!
- Lügt nie!

Asla yalan söyleme!

Er lügt ganz offenbar.

O açıkça yalan söylüyor.

Sie lügt ganz offenbar.

O açıkça yalan söylüyor.

Denkst du, Tom lügt?

Tom'un yalan söylediğini düşünüyor musun?

Ich denke, sie lügt.

Onun yalan söylediğini düşünüyorum.

Einer von ihnen lügt.

Onlardan birisi yalan söylüyor.

Einer von euch lügt.

Biriniz yalan söylüyor.

Tom lügt schon wieder.

Tom yine yalan söylüyor.

Dieser Junge lügt nie.

Bu oğlan asla yalan söylemez.

Er lügt ganz offensichtlich.

O, nefes alışı kadar çok kolay yalan söyler.

Tom lügt, nicht wahr?

Tom yalan söylüyor, değil mi?

Aber... ...das Ding lügt nicht.

Ama... Bu yalan söylemez.

Aber das Ding lügt nicht.

Bu yalan söylemez.

Ich denke, dass Tom lügt.

Sanırım Tom yalan söylüyor.

Tom lügt über sein Alter.

Tom yaşı hakkında yalan söylüyor.

Tom lügt in dieser Sache.

Tom onun hakkında yalan söylüyor.

Er lügt mich ständig an.

O her zaman bana yalan söylüyor.

Sie lügt mich ständig an.

O her zaman bana yalan söylüyor.

Tom lügt mich ständig an.

Tom bana sürekli yalan söylüyor.

Sie lügt über ihr Alter.

O, yaşı hakkında yalan söylüyor.

Warum lügt er immer weiter?

Yalan söylemeye devam ediyor mu?

Ich weiß, dass Tom lügt.

Tom'un yalan söylediğini biliyorum.

Es ist möglich, dass er lügt.

Onun yalan söylüyor olması mümkündür.

Es ist offensichtlich, dass er lügt.

Belli ki yalan söylüyor.

Ich weiß nur, dass Tom lügt.

Tek bildiğim Tom'un yalan söylüyor olması.

Er lügt, ich merke es immer.

O yalan söylüyor, ben her zaman söyleyebilirim.

Tom lügt bei seinem Alter oft.

Tom yaşı hakkında sık sık yalan söyler.

Tom lügt Maria fast nie an.

Tom neredeyse Mary'ye hiç yalan söylemez.

- Lüge niemals!
- Lügen Sie niemals!
- Lügt nie!

Asla yalan söylemeyin.

Ich frage mich, wer von euch lügt.

Hanginizin yalan söylediğini merak ediyorum.

Glaube ihm nicht, er lügt wie gedruckt!

Ona inanma. O sağda solda yalan söyler.

Sie lügt dich die ganze Zeit an.

O her zaman sana yalan söylüyor.

Tom oder Maria – einer von beiden lügt.

Ya Tom yalan söylüyor ya da Mary yalan söylüyor.

Ich glaube, dass sie gewöhnlich nicht lügt.

Ben onun genellikle yalan söylediğini sanmıyorum.

Ich glaube Naomi nicht. Ich glaube, sie lügt.

Naomi'ye inanmıyorum. Sanırım o yalan söylüyor.

- Er weiß zu lügen.
- Er weiß, wie man lügt.

O nasıl yalan söyleyeceğini biliyor.

- Tom lügt Maria oft an.
- Tom belügt Maria oft.

Tom sık sık Mary'ye yalan söylüyor.

Ich habe keinen Grund zu glauben, dass Tom lügt.

Tom'un yalan söylediğine inanmak için hiçbir gerekçem yok.

Sie war empört als ich sagte, dass sie lügt.

Yalan söylediğini söylediğimde o öfkeliydi.

Manchmal lügt man, um die Gefühle anderer nicht zu verletzen.

Bazen bir başkasının duygularına zarar vermemek için yalan söyleriz.

Tom lügt! Ich habe das, was er behauptet, nicht getan.

Tom yalan söylüyor. Yaptığımı söylediği şeyi yapmadım.

- Er wusste intuitiv, dass sie log.
- Intuitiv wusste er, dass sie lügt.

O onun yalan söylediğini sezgisel olarak biliyordu.

- Wir können nicht beweisen, dass Tom lügt, aber wir sind uns dessen ziemlich sicher.
- Wir können es zwar nicht beweisen, aber wir sind uns ziemlich sicher, dass Tom lügt.

Tom'un yalan söylediğini kanıtlayamıyoruz ama söylediğinden oldukça eminiz.

- Du lügst mich immer an.
- Ihr lügt mich immer an.
- Sie lügen mich immer an.

- Bana her zaman yalan söylüyorsun.
- Bana yalan söyleyip duruyorsun.

- Lüg mich nicht an!
- Lüg mich nicht an.
- Lügt mich nicht an.
- Lügen Sie mich nicht an.

Bana yalan söyleme.

- Lüge nie!
- Lüge niemals!
- Lügen Sie niemals!
- Lügt nie!
- Erzähle niemals Lügen!
- Erzählt niemals Lügen!
- Erzählen Sie niemals Lügen!

Asla yalan söyleme!