Examples of using "Nah" in a sentence and their turkish translations:
Bu yakın.
Son yakındı.
Bu çok yakın.
Aramız gerçekten çok iyiydi.
Biz çok yakındık.
Ona yaklaşma.
Bizden uzak durun.
O, kolayca gözyaşlarına boğulur.
Dünyanın sonu yakın.
Sicilya Malta'ya çok yakın mı?
Ateşe çok yaklaşma.
Ateşe yaklaşma.
Bu beni ona yakın hissettirdi.
O otel göle çok yakındı.
Çok yakın bir aileyiz.
Tom ve ben çok yakınız.
Yakınında olmayı çok isterdim.
"Kötü" kelimesi o hissi anlatmaya yetmez.
Damada benim kadar yakın bile değillerdi...
Bardağı masanın kenarına yakın koymayın.
Denize yakın yaşamasına rağmen o hala yüzemiyor.
Çok yakın olan mağazaya gittim.
Dokunacak mesafeye geliyorlar ki... ...bir kez daha tehlike ortaya çıkıyor.
Bill denizin yanında yaşıyor.
O ona çok yakın duruyordu.
Sadece sana yakın olamak istiyorum.
Tom ateşe çok yaklaştı ve sakalınını ucunu yaktı.
Kışın evde ateşin yakınında kalmayı ve rüzgar sesini dinlemeyi severim.
Tom ateşin yanında oturdu.
Evim parka çok yakındır.
İşlerin bizi hayal kırıklığına uğratmasına izin vermeyelim.
İki ailenin çok yakın bağları var.
Ancak, bir dünya haritasında bir şeyler göstermeye çalışırken kartograflar, Mercator'ı nadiren kullanıyorlar.
Tutmak istediğim el senin elin.Duymak istediğim kalb senin kalbin. Öpmek istediğim dudaklar senin dudakların. Ve bedenime yakın olmasını istediğim beden senin bedenin. Seni özlüyorum!
Bir takım yıldızındaki bireysel yıldızlar birbirlerine çok yakın görünebilir fakat aslında onlar uzayda büyük mesafelerle ayrılabilir ve birbirleriyle hiç gerçek bağlantısı yoktur.