Examples of using "Mitnehmen" in a sentence and their turkish translations:
Gitmek için mi?
Bir gezinti ister misin?
- Binme için teşekkürler.
- Gezinti için teşekkürler.
Bıraktığın için teşekkürler.
Onu götüremezsin.
Burada yemek için mi yoksa çıkarmak için mi?
Seni yanıma alamam.
Yanına bir şemsiye almalısın.
Burada mı, paket mi?
Bunu yanımda alabilir miyim?
Birisini getirebilir miyim?
Bir yere gitmek ister misin?
Onu yanımızda götüreceğiz.
Tom'u benimle götürmeliyim.
Bizi bırakabilir misin?
- Beni arabayla bırakabilir misin?
- Beni arabayla götürebilir misin?
Onu benimle götürmek istiyorum.
Bunları benimle alacağım.
Bunu benimle almak istiyorum.
Burada mı yiyeceksiniz yoksa götürecek misiniz?
Bunu eve götürebilir miyim?
Bu eşyayı seninle birlikte alabilir misin?
Bu kitapları götüremezsiniz.
Yanına bir matara dolusu su almalısın.
Bir şemsiye alsan iyi olur.
Onun şemsiyeyi getirmesine gerek yoktu.
Bir şemsiye almalısın.
Bir yere gitmek ister misin bebeğim?
Burada mı, paket mi?
Tom'u benimle götürmek zorunda kalacağım.
Onu getirmek istiyorum.
Beni arabanızla götürür müsünüz?
Beni istasyona götürebilir misiniz?
Beni istasyona kadar götürebilir misiniz?
Göz damlamı yanımda getirmeliydim.
Beni götürebilir misin?
Keşke yanımda bir şemsiye getirseydim.
Bu burada yemek için mi yoksa götürmek için mi?
Şemsiyeni almak zorunda değilsin.
Beni otelime kadar götürebilir misiniz?
Tom'u parka götürebilirim.
Bu sabah yanına bir şemsiye almalısın.
Bir şişe daha şarap getirmeliyiz.
Ben seni kasabaya götürebilirim.
Yarına kadar bu bantı saklayabilirsin.
Bilirsiniz, konuşmamdan alacağınız, bir şey varsa,
- Valize sığanları alabildim ancak.
- Sadece valize koyabildiklerimi aldım.
- Bavula sığdırabildiklerimi aldım yalnızca.
Havuza giderken yanıma ne almalıyım?
Otobüse bisikletle bin- bu ülkede bunu yapabilir misin?
ihtişamlı olduğuna dair yeni bir değerlendirme ile ayrılırsınız.
Benimle zamanda yolculuk yapmanızı istiyorum,
Uçakla giderseniz, bagajımı alamayacaksınız.
Çadırın içine yiyecek getirmeyin. Bu, hayvanları çekecektir.
Yarın büroya giderken beni de götürür müsün?
Ve yetkiler gelip evinden alacak onları
Yağmur gibi görünüyor. Yanına bir şemsiye alsan iyi olur.
Yağmur yağma ihtimaline karşın şemsiyeni yanına almalısın.
Seni benimle götürmek istiyorum.
Beni kasabaya kadar götürebilirsen çok minnettar olurum.
Tom bir şemsiye almalıdır, çünkü yağmur yağacak gibi görünüyor.
Giderken çöpünüzü yanınızda götürün.
Partiye gidersem, birkaç şişe şarap alacağım.
İstediğin her şeyi alman mümkün.
Burada mı yiyeceksiniz, paket mi yapalım?
- Bir seferde kaç kitap ödünç alabilirim?
- Bir seferde dışarıya kaç kitap çıkarabilirim?
Yarın sabah uğrayacağım ve seni alacağım.
Tom yağmur yağacağını düşünmüyor ama her ihtimale karşı bir şemsiye taşımayı planlıyor.
Hava açıyor. Bir şemsiye getirmeme gerek yoktu.
Issız bir adada yaşamaya gitmek zorunda olsan ve yanında sadece bir kitap alabilsen, hangisini seçersin?
Tom'un yolculuğu sırasında yanına alacağı şeylerin listesinde ilk nesne cep telefonu şarjıydı.