Translation of "Begreifen" in Turkish

Wir müssen etwas begreifen.

Şunu anlamak zorundayız.

Langsam begreifen wir, warum.

Nedenini anlamaya başlıyoruz.

Tom versuchte zu begreifen.

Tom anlamaya çalıştı.

Niemand kann ihn begreifen.

Bunu hiç kimse anlamıyor.

- Du scheinst es nicht zu begreifen.
- Ihr scheint es nicht zu begreifen.
- Sie scheinen es nicht zu begreifen.

Anlıyor gibi gözükmüyorsun.

Dennoch begreifen wir mehr und mehr,

Ve hâlâ günden güne anlıyoruz ki

Eines Tages werden wir es begreifen.

Bir gün, anlayacağız.

Eines Tages wird Tom es begreifen.

Bir gün, Tom anlayacaktır.

Ich werde nie ganz verstehen oder begreifen

Şunun ne anlama geldiğini asla tam olarak anlayamayacağım:

Niemand kann begreifen, wie der Unfall passiert ist.

Kazanın nasıl olduğunu hiç kimse anlayamıyor.

- Sie werden das begreifen.
- Die werden das verstehen.

Onlar bunu anlayacaklar.

- Ich verstehe deine Sprache.
- Ich kann deine Sprache begreifen.

Dilinizi anlayabiliyorum.

Ich kann nicht begreifen, warum er das getan hat.

Onu niçin yaptığını anlayamıyorum.

- Begreifst du jetzt?
- Begreift ihr jetzt?
- Begreifen Sie jetzt?

Şimdi görüyor musun?

- Begreifst du nicht, was hier vorgeht?
- Begreifen Sie nicht, was hier vorgeht?

Burada ne olduğunu anlayamıyor musun?

Kennst du des Fremden Sprache nicht, wirst du sein Schweigen nie begreifen.

Onun dilini bilmiyorsan, bir yabancının sessizliğini asla anlayamazsın.

- Begreifst du, was du getan hast?
- Begreifen Sie, was Sie getan haben?

Ne yaptığını anlıyor musun?

- Tom will den Sinn des Lebens begreifen.
- Tom will den Sinn des Lebens verstehen.

Tom yaşamın anlamını anlamak istiyor.

Es gibt Momente, in denen das Leben Menschen trennt, damit sie begreifen, wie wichtig sie füreinander sind.

Hayatın insanları ayırdığı anlar vardır, birbiri için ne kadar önemli lduklarını anlamaları için.

Das Ganze geschah in einem Augenblick – so schnell, dass ich gar keine Zeit hatte, es zu begreifen.

Her şey bir anda oluverdi - o kadar hızlıydı ki, farkına varacak zamanım olmadı.