Examples of using "Dennoch" in a sentence and their turkish translations:
Ancak şu ihtimali düşünelim ki
Bununla birlikte, birçok kişi erken emekliliği tercih ediyor.
O yine de onu yaptı.
Ve hâlâ günden güne anlıyoruz ki
Ancak o akut dönem içinde,
Bunu başarsak dahi yine de çözümleri gözden geçirmemiz lazım.
Yine de umut verici olaylar yok değil
Yine de Berthier bir saha komutanı olarak sorumluluk olarak kaldı.
Tom buraya gelmek istemiyordu ama yine de geldi.
İstediğini yap, zaten dedikodu olacak.
O, zengin olmasına karşın mutlu değil.
Bu çok önemli. Kimse bunun hakkında konuşmuyor.
Yine de deneyimi onunla beraber ölecek
- Kurallı olan her ifade anlaşılır olmayabilir.
- Bazı ifadeler gramer yönünden doğru olmalarına rağmen anlamsal olarak anlaşılmaz olabilirler.
Karımın hataları var. Yine de, ben onu seviyorum.
Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.
Kendimi çok iyi hissetmiyordum ama yine de işe gittim.
Evimiz güzel ama yine de eskisini özlüyorum.
Herkes tarafından sevilmeyebilir ama gerçek bu.
Hiçbir zaman bana ait olmayacaksın ama yine de seni seviyorum.
Sen buna inanmayabilirsin, ama yine de doğru.
Yoruldum; yine de, ben ödevimi bitirmem gerekiyor.
Vahşi doğmuş, acımasız hayvanlar fakat güzel ve müstesna yırtıcılar.
Küçük olsa bile hala harika bir arabadır.
Yine de çözüm tatmin edici değil.
Tren gecikti ama yine de işe zamanında vardım.
Öyle olsa bile, sen bir insansın.
Dünya tersine dönmüş, yine de güzel bir gün dilerim.
Tom önerilen her şeyi denedi fakat hâlâ sorunu halledemedi.
Ama yine de toplum olarak birbirimize karşı daha saygılı olursak hep birlikte daha mutlu oluruz
Yine de 1811'de toplanmaya başladı. Avrupa'nın gördüğü en büyük ordu…
Bugün yaptığın hayır yarın unutulacaktır. Ancak hayır yap.
Tabela Ana Cadde'de park etmeyin diyordu ama o yine de oraya park etti.
Yağmur yağmasına rağmen, herkes iyi vakit geçirdi.
Ben çok yorgundum ama buna rağmen uyuyamadım.
Yağmur yağsa bile bunu yapacağım.
o Napolyon büyük, bağımsız bir komuta güvenebilirdi
Çocuğun ifadesi hayal kırıklığını gösterdi, ama öyle olsa bile o umut ışığı ile yüzümüze baktı.
Ancak Japonya hâlâ diğer ülkeler tarafından yeterince anlaşılamamıştır, ve Japonlar, aynı şekilde, yabancıları anlamayı zor bulmuştur.
Şarap çok pahalıydı, buna rağmen onu satın almak istedi.
Burada güneşte oturuyor olmama rağmen, hâlâ üşüdüğümü hissediyorum.
Tom'un yoğun bir programı olduğunu anlıyorum fakat ondan bir randevu alabilsem gerçekten minnettar olurum.
Tom Mary ile ilgilenmediğini söyledi fakat o her zaman onun bulunduğu odanın tarafına doğru bakıyor gibi görünüyordu.
Tom kargaya bir atış daha yaptı ama ıskaladı.