Translation of "Holz" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Holz" in a sentence and their turkish translations:

Holz schwimmt.

- Tahta yüzer.
- Ahşap yüzer.

Holz brennt.

Ahşap yanar.

Tom hackt Holz.

Tom odun kesiyor.

Holz brennt leicht.

Ahşap kolayca yanar.

Termiten essen Holz.

Termitler tahta yer.

Holz ist brennbar.

Tahta yanıcıdır.

- Dieses Holz wird nicht brennen.
- Dieses Holz brennt nicht.

Bu odun yanmaz.

- Diese Schachtel ist aus Holz.
- Diese Kiste ist aus Holz.

O kutu ahşaptan yapılmıştır.

- Dieser Tisch ist aus Holz.
- Dieser Tisch besteht aus Holz.

- Bu masa tahtadan yapılmıştır.
- Bu masa ahşaptan yapılmıştır.
- Bu masa ahşaptır.

Holz ist leicht entzündlich.

Ahşap kolaylıkla yanar.

Wir hacken das Holz.

Biz odun kesiyoruz.

Ich hacke gerne Holz.

Tahta doğramayı severim.

Holz brennt sehr leicht.

Ahşap çok kolay yanar.

Holzhacker Hick hackt Holz.

Oduncu Hick odun keser.

Er hackt gerne Holz.

O, odun kırmayı seviyor.

Tom hackt gerne Holz.

Tom odun kırmayı sever.

Sie hackt gerne Holz.

O, odun kırmayı sever.

Maria hackt gerne Holz.

Mary odun kırmayı seviyor.

Das Holz ist verfault.

Ahşap çürümüş.

Trockenes Holz brennt gut.

Kuru ahşap iyi yanar.

- Die Spielsachen sind alle aus Holz.
- Alle Spielsachen sind aus Holz.

- Oyuncakların hepsi tahtadan yapılmış.
- Bütün oyuncaklar tahtadan.

- Diese Brücke ist aus Holz.
- Diese Brücke ist aus Holz gemacht.

Bu köprü ahşaptır.

- Ist es aus Holz oder aus Metall angefertigt?
- Ist sie aus Holz oder Metall?
- Ist er aus Holz oder Metall?

O ahşaptan mı yoksa metalden mi yapılmıştır?

Die Kiste ist aus Holz.

Kutu tahtadan yapılmıştır.

Die Brücke besteht aus Holz.

Köprü ahşaptan yapılmıştır.

Papier wird aus Holz hergestellt.

Kağıt ağaçtan yapılır.

Ich muss das Holz hacken.

Odunu kesmek zorundayım.

Der Tisch ist aus Holz.

- Masa tahtadan yapılmış.
- Masa ahşap.

Mein Haus ist aus Holz.

Evim ahşaptan inşa edildi.

Feuchtes Holz brennt nicht gut.

Islak odun iyi yanmaz.

Er hackt jeden Tag Holz.

Her gün odun keser.

Tom hackt jeden Tag Holz.

Tom her gün ağaç keser.

Sie hackt jeden Tag Holz.

O her gün ağaç keser.

Maria hackt jeden Tag Holz.

- Mary her gün odun keser.
- Mary her gün odun kırar.

Dieser Schreibtisch ist aus Holz.

Bu masa ahşaptan yapılmıştır.

Dieser Tisch ist aus Holz.

Bu masa ahşap.

Dieses Schloss besteht aus Holz.

Bu kale ahşaptan yapılmıştır.

Es ist teilweise aus Holz gemacht.

O kısmen ahşaptan yapılmıştır.

Was passiert mit all dem Holz?

Bütün ağaca ne olur?

Die meisten Matrjoschkas sind aus Holz.

Çoğu Matruşka tahtadan yapılmıştır.

Die Stühle sind aus Holz gemacht.

Sandalyeler tahtadan yapılmış.

Diese Brücke ist aus Holz gemacht.

Bu köprü ahşaptan yapılmıştır.

Dies ist ein Tisch aus Holz.

Bu ahşap bir masadır.

Ich habe einen Tisch aus Holz.

Ahşap bir masam var.

Die Spielsachen sind alle aus Holz.

Tüm oyuncaklar ahşaptan yapılmıştır.

Holz ist das Rohmaterial zur Papierherstellung.

Odun, kağıt üretimi için bir hammaddedir.

Es war einmal ein Stück Holz.

Bir zamanlar bir tahta parçası vardı.

Dieser Tisch ist aus Holz gemacht.

Bu masa ahşaptır.

Dieses alte Haus ist aus Holz.

Bu eski ev ahşaptan yapılmıştır.

Tom macht schöne Möbel aus Holz.

Tom ahşaptan güzel mobilya yapar.

Das Klavier war aus schönem, dunkelbraunem Holz.

Piyano, güzel, koyu kahverengi ahşaptan yapılmıştır.

Holz schwimmt, aber Eisen sinkt nach unten.

Ahşap yüzer, ancak demir batar.

Würdest du mir ein Stück Holz geben?

Bana bir parça odun verir misin?

Krummes Holz brennt so gut wie gerades.

Eğri ağaç da düz kadar iyi yanar.

Ich werde ein Gebäude aus Holz errichten.

Ahşap bir bina inşa edeceğiz.

Lege mehr Holz nach in das Lagerfeuer.

Kamp ateşine biraz daha odun koy.

Wir sind aus dem gleichen Holz geschnitzt.

Birbirimize çok benziyoruz.

Tom räumte das moosbewachsene, morsche Holz weg.

Tom yosunlu, çürümüş keresteleri temizledi.

Dieser Tisch ist aus hartem Holz gemacht.

Bu masa sert ahşaptan yapılmıştır.

Ein Zimmermann ist jemand, der Holz bearbeitet.

Bir marangoz ahşapla çalışan bir kişidir.

- Ich brauche ein Stück Holz, das drei Zoll dick ist.
- Ich brauche ein etwa 8 cm starkes Stück Holz.

3 inç kalınlığında bir parça ahşaba ihtiyacım var.

Er hat mir eine Puppe aus Holz geschnitzt.

Bana tahtadan bir oyuncak bebek oydu.

- Toi, toi, toi.
- Man muss auf Holz klopfen.

Tahtaya vur!

Alle Etagen des Hauses sind aus Holz gefertigt.

Evin her katı ahşaptan yapılmış.

Wir brauchen Holz, um eine Hütte zu bauen.

Ahır inşa etmek için keresteye ihtiyacımız var.

Alle Böden in ihrem Haus sind aus Holz.

Evindeki tüm döşemeler ahşaptan yapılmıştır.

Der Bildhauer schnitzte aus Holz ein Bildnis des Buddha.

Heykeltıraş ahşabı Buda'nın görüntüsü şeklinde oydu.

Häuser aus Holz brennen leichter als solche aus Stein.

Ahşaptan yapılan evler taştan yapılanlara göre daha çabuk yanar.

Mit dem vielen herumliegenden Holz können wir uns wieder aufwärmen.

ve bol bol kırık dal da var. İyi olacağız, ısınacağız.

Mit überdimensionalen Ohren horcht es nach Vibrationen im hohlen Holz.

Aşırı büyük kulaklarıyla kovuğun içindeki titreşimleri dinler.

Wenn Sie dies nicht tun, können sie Sie Holz nennen

yapmadığızda'da size odun diye hitap edebiliyorlar

Tom wusste nicht, welcher Verwendung das Holz zugeführt werden würde.

Tom ahşabın ne için kullanılacağını bilmiyordu.

Wir verkaufen Teller aus Metall, aus Papier und aus Holz.

Metal, kağıt ve tahta tabaklar satarız.

In Kalifornien haben die meisten Häuser einen Rohbau aus Holz.

Kaliforniya'da birçok evin ahşap çerçeveleri var.

Ein Bett von Holz ist besser als ein gold’ner Sarg.

- Ahşap bir yatak altın tabuttan daha iyidir.
- Yaşayan bir köpek ölü bir aslandan daha iyidir.
- Bülbülü altın kafese koymuşlar, "ah vatanım" demiş.

Ich wusste, dass es Plastik war, aber es schmeckte wie Holz.

Bunun plastik olduğunu biliyordum ama ahşap gibi tadı vardı.

Dieses ganze Holz hier ist tot und eignet sich großartig als Zunder.

Ve tüm bu odunlar... ...kuru ve böylece çıra görevi görecekler.

Perfekt, um durch Holz zu nagen. Der bewegliche Finger erfüllt eine weitere Funktion.

Ağaç kemirmek için birebir. O esnek tırnağın işlevi vurmayla bitmiyor.

Das ist Holz aus Brasilien, mit das Beste, was es auf der Welt gibt.

Bu, Brezilyalı kerestesi. Dünyadaki en iyi çeşitlerden biri.

Es listete die Artikel mit Holz und Tabellen nach der am häufigsten angeklickten Rate auf.

İçerisinde ahşap ve masa geçen yazıları bizim karşımıza en çok tıklanma oranına göre listeliyordu.

Eine Schiene ist ein Teil aus Metall oder Holz, das lang und dünn ist. Zum Beispiel ein Zug, der läuft auf Schienen, deshalb nennen wir ihn Schienenzug.

Ray, metal ya da tahtadan yapılmış ince ve uzun bir şeydir. Örneğin, trenler ray üzerinde gider, bu yüzden ona demir yolu treni diyoruz.