Examples of using "Hellen" in a sentence and their turkish translations:
Onun açık bir teni vardır.
Tom açık tenlidir.
Dolunay ve dolunaya yakın gecelerde en çok şansa sahip.
Parlak yıldızlar ile takımyıldızlarının. Böylece nokta atışıyla yerini bulur.
Polis memuru güçlü el fenerini arabaya tuttu.
Parlak dolunayın altında... ...ailesinden normalden fazla uzaklaşıyor.
Tom hava kararmadan önce eve varmak istiyorsa acele etse iyi olur.
Uzay elbiselerinde astronotların gözlerini parlak güneş ışığından korumak için güneşlikler vardır.
Birkaç saniye önce ben açık havada ve parlak gün ışığındaydım ve şimdi gözlerim bu karanlıkta bana hizmet etmeyi reddediyor.