Examples of using "Findet" in a sentence and their turkish translations:
Kayıp Balık Nemo
- Arayan bulur.
- Kim ararsa, bulur.
kuzey kutbunu buluyor
Su kaynağı bulduğunuzda yiyecek bir şeyler de bulacaksınız demektir.
manyetik kuzey kutbunu buluyor
Tom onun tuhaf olduğunu düşünüyor.
İnsan iterse her şeyi yapabilir.
- Aşk bir yolunu bulur.
- Aşk bir yolunu bulacak.
Tom Mary'nin güzel olduğunu düşünüyor.
Tom senin sevimli olduğunu düşünüyor.
Tom Mary'nin sevimli olduğunu düşünüyor.
Tom bunun harika olduğunu düşünüyor.
Senin şirin olduğunu söylüyor.
Senin sevimli olduğunu söylüyor.
Tom, Mary'yi çekici buluyor.
Karar veren, huzur bulur.
Tom utanç verici olduğunu düşünüyor.
Bunu adil buluyor musunuz?
Bir şeyi yapmak isteyen bir yol bulur. İstemeyen ise mazeret.
Bir maden değerli madenleri bulduğun yerdir.
[Güncel bilgileri nerede bulabiliriz?]
Toplantı yarın yapılacak.
Konferans yıllık olarak gerçekleşir.
Düğün nerede yapılıyor?
Japon turistlere her yerde rastlarsın.
Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.
O onunla ilgili yanlış bir şey görmüyor.
Bunda hiçbir yanlışlık görmüyor.
Annem benim akıllı olduğumu söyler.
Kimse bizi asla burada bulmayacak.
Tom Mary'nin az çok sevimli olduğunu düşünüyor.
Tom Mary'nin çok sevimli olduğunu düşünüyor.
Anne ve babasını can sıkıcı buluyor.
Parti nerede?
Tom ekmeği bulamıyor.
Tom bile Mary'nin güzel olduğunu düşünüyor.
Eldivenleri bulamıyor
Yarın matematik sınavı var.
Tom Mary'nin gerçekten sıkışmış olduğunu düşünüyor.
Ne çıkacağı hiç belli olmaz.
Toplantı gelecek pazar gerçekleşecek.
Konser önümüzdeki pazar günü gerçekleşecek.
Onun doğum günü partisi yarın akşam düzenlenilecek.
Birini öldürmeden önce Tom'u bulun.
Bu, birçok kişi için geçerlidir.
Tom artık memnuniyet içinde değil.
O tür şey her yerde bulunamaz.
Uzayda nasıl yiyecek bulursun?
Tom'un cenaze töreni bu hafta sonu gerçekleşiyor.
Düğün cumartesi günü gerçekleşecek.
O konferans her yıl düzenlenir.
Tom, Mary'nin annesini oldukça korkutucu buluyor.
Biri madenlerde değerli mineraller bulur.
Tom Mary'nin onu yapması gerektiğini düşünmüyor.
- Her anneye çocuğu sevimlidir.
- To every mother her child is cute.
Su akar yolunu bulur.
Şimdi kapsamlı bir soruşturma devam ediyor.
Konser gelecek yaz gerçekleşecek.
Giriş töreni saat onda düzenlenecek.
Japonya'da büyük alanlar bulmak nadirdir.
O bizi bulunca ne yapacağız?
Yan odada devam eden bir toplantı var.
Tom'un beni bulmasını istemiyorum.
Tom'u bul.
Bir sonraki Dünya Kupası Brezilya'da düzenlenecek.
Düğün, önümüzdeki bahar gerçekleşecek.
O mağazada bir indirimli satış var.
Onun beni bulmasını istemiyorum.
Onun beni bulmasını istemiyorum.
Senin kollarında ruhum huzur buluyor.
Personel toplantısı pazartesi günü mü düzenlenir?
Tom onu yapman gerektiğini düşünmüyor.
Tom bu fiyatın makul olduğunu düşünüyor.
Umarım Tom beni bulamaz.
Hamlet'te, Machbet'te görebilirsiniz.
Uzun otlar Orta Amerika boyunca her yerde bulunur.
Yağmur yağsa bile oyun oynanacak.
Sempatinin sevgiye dönüştüğüne sık sık rastlarsınız.
Tom bunu Mary'nin bulduğu kadar komik bulmuyor.
Tom'un Mary'yi bulmasına izin veremeyiz.
Sonraki toplantı birkaç gün içinde gerçekleşecek.
Aşkı aramazsın; onu bulursun.
Rio karnavalı şubat ayında yapılır.
Bozuk bir saat bile günde iki kez doğrudur..
Onun nasıl zaman bulacağını bilmiyorum.
Nasıl vakit buluyor bilmiyorum.
Bunu adil buluyor musunuz?
O mağazada bugün bir satış var.
Sadece hedefini bilen, yolunu bulur.
O gösteriş gözlükleri takıyor.