Translation of "Lieben" in Turkish

- Kaninchen lieben Karotten.
- Kaninchen lieben Möhren.

Tavşanlar havuç severler.

- Sie lieben mich.
- Die lieben mich.

Onlar beni seviyorlar.

Die Freiheit zu lieben, bedeutet die anderen zu lieben; die Macht lieben, ist sich selbst lieben.

Sevme özgürlüğü, başkalarını sevmek demektir; gücü sevmek kendini sevmektir.

- Hippopotami lieben das Wasser.
- Flusspferde lieben Wasser.

Hipopotamlar suyu severler.

Das Leben zu lieben heißt, Gott zu lieben.

Hayatı sevmek, Tanrı'yı ​​sevmektir.

- Wir lieben dieses Auto.
- Wir lieben diesen Wagen.

Bu arabaya bayılıyoruz.

Ameisen lieben es

karıncalar bunu seviyor

Wir lieben Picknicks.

Biz piknikleri seviyoruz.

Wir lieben uns.

- Biz birbirimizi seviyoruz.
- Birbirimizi seviyoruz.

Wir lieben sie.

Biz onları seviyoruz.

Sie lieben uns.

Onlar bizi severler.

Alle lieben Tom.

Herkes Tom'u sever.

Frauen lieben das.

- Kadınlar şuna bayılır.
- Kadınlar şunu sever.

Wir lieben es.

Biz onu seviyoruz.

Knaben lieben Unfug.

Erkekler yaramazlığa düşkündür.

Sie lieben einander.

Onlar birbirlerini seviyorlar.

Kinder lieben Kuchen.

Çocuklar pastayı sever.

Sie lieben Tom.

Onlar Tom'u seviyorlar.

Ich kann lieben.

Sevebilirim.

Lieben sie sich?

Onlar birbirlerini seviyorlar mı?

Wir lieben Tom.

Tom'u seviyoruz.

Frauen lieben Tom.

Kadınlar Tom'u severler.

Wir lieben das.

Bunu seviyoruz.

Wir lieben dich.

Seni seviyoruz.

Sie lieben es.

Onlar onu seviyorlar.

Wir lieben Meeresfrüchte.

Biz deniz ürünlerini seviyoruz.

Sie lieben Kunst.

Onlar sanatı seviyor.

Alle lieben Gewinner.

Herkes kazanları sever.

Menschen lieben Hunde.

İnsanlar köpekleri sever.

Wir lieben Kaffee.

Biz kahveyi seviyoruz.

Kinder lieben Halloween.

Çocuklar cadılar bayramını seviyor.

Hunde lieben bedingungslos!

Köpekler koşulsuz severler!

Die Deutschen lieben Bier. Die Engländer lieben kein Bier.

Almanlar bira sever. İngilizler bira sevmez.

- Tom wird dich immer lieben.
- Tom wird euch immer lieben.
- Tom wird Sie immer lieben.

Tom her zaman seni sevecek.

- Tom und Sue lieben sich.
- Tom und Sue lieben einander.

Tom ve Sue birbirlerini seviyorlar.

- Nicholas und Maria lieben einander.
- Nicholas und Maria lieben sich.

Nicholas ve Maria birbirlerini seviyorlar.

- Du musst sie sehr lieben.
- Sie müssen sie sehr lieben.

Onu çok sevmelisin.

Deswegen lieben wir Sätze. Aber Sprachen lieben wir noch mehr.

Bu yüzden cümleleri seviyoruz. Fakat dahası biz dilleri seviyoruz.

- Tom und Maria lieben einander.
- Tom und Maria lieben sich.

Tom ve Mary birbirlerini seviyorlar.

- Ich werde dich immer lieben.
- Ich werde dich immer lieben!

Seni her zaman seveceğim.

Du musst nicht lieben

sevmek zorunda değilsin

Wir alle lieben Verschwörungstheorien

Hepimiz komplo teorilerini çok seviyoruz

Wir lieben diese Freunde

biz o arkadaşlarımızı seviyoruz

Wir lieben unseren Staat

Biz devletimizi seviyoruz

Meine Eltern lieben einander.

Ebeveynlerim birbirini seviyor.

Sie lieben einander sehr.

Onlar içten âşıklar.

Wir lieben unsere Kunden.

Müşterilerimizi severiz.

Niemand kann ihn lieben.

Hiç kimse onu sevemez.

Alle lieben meine Katze.

Herkes benim kedimi sever.

Du wirst es lieben.

Onu seveceksin.

Du wirst Boston lieben.

Boston'u seveceksin.

Tom muss dich lieben.

Tom seni sevmeli.

Tom wird dich lieben.

Tom seni sevecek.

Alle Mädchen lieben Pferde.

Bütün kızlar atları sever.

Er muss dich lieben.

O seni seviyor olmalı.

Meine Kinder lieben Tiere.

Benim çocuklarım hayvanları gerçekten seviyor.

Sie lieben dieses Lied.

Onlar o şarkıyı seviyorlar.

Alle Studenten lieben Ferien.

Tüm öğrenciler tatili sever.

Russische Mädchen lieben Isländer.

Rus kızları İzlandalıları sever.

Sie lieben mich alle.

Hepsi beni sever.

Wir alle lieben Tom.

- Hepimiz Tom'u seviyoruz.
- Hepimiz Tom'u severiz.

Tom wird das lieben.

Tom onu sevecek.

Du wirst Tom lieben.

Sen Tom'u seveceksin.

Wir lieben unsere Kinder.

Biz çocuklarımızı seviyoruz.

Meine Eltern lieben mich.

Ailem beni sever.

Wir lieben diese Schule.

Biz bu okulu seviyoruz.

Wir lieben unsere Schule.

Biz okulumuzu seviyoruz.

Wir lieben unsere Parks.

Parklarımızı seviyoruz.

Wir lieben es hier.

Onu burada seviyoruz.

Tom wird Boston lieben.

Tom Boston'u sevecek.

Tom wird es lieben.

Tom onu sevecek.

Meine Eltern lieben sie.

Ailem onu seviyor.

Meine Eltern lieben ihn.

Ailem onu seviyor.

Du würdest Tom lieben.

Tom'u severdin.

Du würdest es lieben.

Onu severdin.

Wir lieben einander noch.

Biz hâlâ birbirimizi seviyoruz.

Tom wird euch lieben.

Tom siz arkadaşları sevecek.

Wir lieben dieses Mädchen.

O kızı seviyoruz.

Vielen lieben Dank dafür!

Bunun için size çok teşekkür ederim.

Eltern lieben ihre Kinder.

Ebeveynler çocuklarını severler.

Alle Mädchen lieben Tom.

Tüm kızlar Tom'u sever.

Du wirst das lieben.

Bunu seveceksin.

Lieben heißt allein sein.

Sevmek yalnız olmaktır.

Wir lieben dasselbe Mädchen.

Aynı kızı seviyoruz.