Examples of using "Eilig" in a sentence and their turkish translations:
Aceleniz var mı?
çözüme atlıyoruz
Acele etme.
Bu o kadar acil mi?
Aceleyle kaçtım.
Acelem var.
Böyle aceleyle nereye gidiyorsun, kız?
Evet, acelem var.
Acelem yok.
Tom hızlı bir öğle yemeği yedi.
Tom'un hiç acelesi yok.
Bugün acelem var.
O aceleyle odasını temizledi.
Şimdi acelem var.
Tom aceleyle evden ayrıldı.
Acelem yoktu.
Tom'un hiç acelesi yoktu.
Benim hiç acelem yok.
Leyla hiç acele etmedi.
Acelen yok mu?
Tom aceleyle odasını temizledi.
Tom acele etmiyor.
Böyle aceleyle gelmene gerek yoktu.
O, aceleyle arabasına bindi.
Tom acelesi olduğunu söyledi.
Tom'un acelesi yoktu.
Acelen var gibi görünüyorsun.
Acelen var gibi görünüyordu.
Onu yapmak için acelem yok.
Ann'in bu sabah acelesi vardı.
Acelen yok, değil mi?
Tom'un bu sabah acelesi vardı.
Hiçbir acelem yok.
Tom acele ediyor.
Acele bir kahvaltı yaptım ve evden ayrıldım.
Onun acelesi var gibi görünüyor.
Tom'un evlenmek için acelesi yoktu.
O kadar acelem yok.
Tom asla acele etmez, değil mi?
- Biraz daha hızlı sürebilir misin? Acelemiz var.
- Biraz daha hızlı sürebilir misiniz? Acelemiz var.
Eve gitmek için acele ediyordu.
Tom her zaman çok telaşlı görünüyor.
Bizim acelemiz var.
Tom'un acelesi var.
Affedersiniz, bizim de acelemiz var.
Tom'un arabasını satmak için acelesi yok.
Acelem yok.
Tom ve Mary okula gitmek için telaş içindeydiler.
Ben bir salyangozum ve asla acelem yoktur.
Tom'un emekli olmak için hiç acelesi yok.
Böyle acele etmeyin.
Tom'un her zaman acelesi var.
Acelesi olmayan insanlar yürüyen merdivenin sağ tarafında durur.
Tom'un, eve dönmek için özel bir telaşı yoktu.
Acelesi olmayan insanlar yürüyen merdivenin sağ tarafında durur.
- Niçin acele ediyorsun?
- Niçin öyle acele ediyorsun?
O kadar acelem vardı ki kapıyı kilitlemeyi unuttum.
Bu kadar acele etmesini tuhaf bulmuyor musunuz?
Tom'un büyük bir acelesi var gibi görünüyordu.
Tom acelesi olmadığını söyledi.
Acelem olduğu için bir taksiye binmek zorunda kaldım.
Yerinde olsam, ölmek için bu kadar acele etmezdim.