Examples of using "Dringender" in a sentence and their turkish translations:
Bu tür bir hesap izlenebilirlik giderek daha acil hale gelecektir.
Kale acil onarım ihtiyacı içindedir.
Kan vericiye acil bir ihtiyaç vardır.
Bağışlara acil bir ihtiyaç vardır.
Su içmeye acilen bir ihtiyaç vardır.
Buna Tom'dan daha fazla ihtiyacım var.
Temiz enerjiye acil bir ihtiyaç vardır.
Deneyimli pilotlara acil bir ihtiyaç vardır.
Gelişmiş yaşam şartlarına acil bir ihtiyaç var.
Nitelikli öğretmenlere acil bir ihtiyaç vardır.
Yeni bir sisteme acil bir ihtiyaç vardır.
Yiyecek ve suya acilen bir ihtiyaç vardır.
Tom acil bir iş için Boston'a gitti.
Acil bir işten dolayı randevumu iptal ettim.
Her zamankinden daha fazla bir sağlık bakım sistemi reformu gerekli.
Paraya acil ihtiyaç vardır.
Bu sorunla ilgili yeni bir yaklaşıma acil bir ihtiyaç vardır.
Kan bağışı için acil bir ihtiyaç var.
Tıbbi malzemeler için acil bir ihtiyaç vardır.
Daha fazla doktora acil bir ihtiyaç vardır.
Daha fazla insanın zamanını ve parasını bağışlamasına acil bir ihtiyaç vardır.