Examples of using "Auseinanderzuhalten" in a sentence and their turkish translations:
İyiyi kötüden ayırt etmek kolay değildir.
İkizler o kadar benziyorlardı ki birbirinden ayırt etmek zordu.
Bazen doğruyu yanlıştan ayırt etmek zordur.
Seni erkek kardeşinden ayırt etmek zor.