Examples of using "Auf –" in a sentence and their turkish translations:
- Kendine dikkat et.
- Kendine iyi bak.
Uyan!
- Yola bak.
- Dikkatinizi yola verin.
Bagajını izle.
Ayağa kalk!
Yayalara dikkat edin.
kendinize iyi bakın görüşmek üzere
kendinize iyi bakın görüşmek üzere...
Kendinize iyi bakın
Kendinize iyi bakın görüşmek üzere.
Kendinize göz kulak olun!
Kendine iyi bak!
- Tekrar görüşürüz.
- Yine görüşürüz.
- Kalk!
- Uyan!
Silip süpür.
Onun için dikkatli ol.
Lütfen kendine iyi bak.
Yayını kasete kaydet.
Parmaklarına dikkat et!
Yarı yolda pes etmeyin.
Küçük erkek kardeşine bak.
Küçük kız kardeşine bak.
Ayaklarınıza dikkat edin.
Kes şunu!
- Kalk!
- Uyan!
Kendine iyi bak!
Tom Mary'den sonra çıktı.
Kendinize iyi bakın.
Kes şunu!
Kendinize iyi bakın!
Hadi Tom. Biz ayrılıyoruz.
Adımına dikkat et.
Telefonu kapat.
Get up, stand up, don't give up the fight
Parmaklarına dikkat et.
Yarın köpeğinle kim ilgilenecek?
- Kırsalda büyüdüm.
- Taşrada büyüdüm.
- İngilizce cevap ver.
- İngilizce olarak cevap verin.
- İngilizce olarak yanıtla.
- İngilizce olarak yanıtlayın.
Bunu yeyin.
- Bekle beni!
- Beni bekle!
Şimdi dikkat et.
Tom'u durdur.
Tom'u bekle.
Bizi bekle.
Mary'yi bekle.
Onu al.
Onu Almanca söyle.
Çok teşekkür ediyorum kendinize iyi bakın
O, benim köpeğime baktı.
Ben kırsalda yetiştirildim.
- Aklını başına al.
- Başına dikkat et.
- Dikkat et, kafanı çarpma.
- Dikkat et, kafana gelmesin.
Çocuklara kim bakıyor?
Bir an için Tom'u izle, olur mu?
Lütfen, Tavus Kuşlarıma iyi bak.
Tom'u dinlemeyi durdur.
Vazgeç!
Onlar vazgeçtiler.
Ben divanda uyandım.
Ağzınızı açın.
Kaskını giy.
Benim için çocuklara dikkat edin.
Pekâlâ, kaskımızı takalım.
Dur!
Hoşçakal! Görüşürüz!
- Bunu not edin.
- Yaz.
Maskeni tak.
Hoşçakal.
Açın.
Çantama bir süre göz kulak ol.
Derhal başla, yoksa geç kalacaksın.
Ayağa kalk, lütfen.
Etrafta şaka yapmayın.
Gün boyunca, büyükanne çocukları gözetler.
Kalkma sakın.
Onu bırak dedim!
Kalabalık trenlerde yankesicilere dikkat et.
Evdekilere göz kulak ol.
Çocuklarıma iyi bak, Mary.
Hadi millet, dans edelim!
Tom yerde bir şeye işaret etti.
O, öğretmene dikkat etmiyor.
Kitabınızda onuncu sayfayı açın.
Pes etme!