Examples of using "Venue" in a sentence and their turkish translations:
- Geldi.
- O geldi.
O tek başına geldi.
Aklıma bir fikir geldi.
O hiç gelmedi.
Grace henüz gelmedi.
O beni görmeye geldi.
O buraya geldi.
O orada çıktı.
Düşünülenin aksine o gelmedi.
Ne yazık ki, o gelmedi.
O fikir nereden geldi?
Sonuç olarak o gelmedi.
Grace henüz gelmedi.
Neden buraya geldin?
Bana yardıma geldi.
O buraya beni görmeye geldi.
O, onun gelmesi için heveslidir.
O bana yaklaştı.
O beni görmeye geldi.
Niçin dün gelmedi?
Bugün niçin buraya geldin?
Gelişinizi sabırsızlıkla bekliyoruz.
Geldi.
- O dün bizi görmek için geldi.
- O dün bizi görmeye geldi.
O henüz buraya gelmedi.
Bunun cevabı bana işimden geldi.
Ben Venezuela göçmeniyim.
zaman duvarları boyama zamanı.
Aklıma yeni bir fikir geldi.
Geçenlerde beni görmek için geldi.
O sorun çıkarmak için geldi.
Dün aklıma parlak bir fikir geldi.
O, daha önce bankaya geldi mi?
Teyzesiyle yaşamaya geldi.
Karım benimle gelmedi.
Onun buraya geldiğini duydum.
Şansıma küseyim ki o peri hiç gelmedi
Bir şekilde bunu düşürmüş. Yani buraya kesinlikle girmiş.
Bakın, işte. Su içmek için buraya geldiği kesin.
ve patlamadan çıkan sesin İstanbul'dan
Onun niçin gelmediğini merak etti.
O, onu duyar duymaz buraya geldi.
Dün geldim.
Dün gece iyi bir fikir aklıma geldi.
- Üç kez Fransa'ya gitti.
- Fransa'ya üç kez gitti.
- O, Fransa'ya üç kez gitti.
O ağlayarak eve geldi.
Tom Mary'nin birlikte geldiği adamı tanır.
O bir tatil için Fransa'ya geldi.
Yalnız geldim.
Daha önce burada bulunmuş muydunuz?
Gerçekten gelişini takdir ediyorum.
Devamında aklıma gelen ilk şey
Fiona için çalışmak üzere evimize gelen terapist
döndüğünde ise bir muhabirlik teklifi gelmişti
Bu düşünce bize kimden geçti dersiniz
O buraya geldiğinden beri bir yıl geçti.
O geldi, ama uzun kalmadı.
- Sarı saçlı bir kız seni görmeye geldi.
- Sarı saçlı bir kız sizi görmeye geldi.
O Japonca okumak için Japonya'ya geldi.
Geldiğiniz için teşekkür ederiz.
Dün genç bir kadın beni görmeye geldi.
Tokyo'ya geldiğimden beri on yıl oldu.
Seve seve gelirdi fakat o tatildeydi.
Pazartesi günü geldi ve ertesi günü yine ayrıldı.
O henüz gelmedi.
Lucy üç gün önce beni görmeye geldi.
Ölme vakti.
Japonya'ya geldiğimden beri beş yıl geçti.
O henüz gelmedi.
O niçin gelmedi?
O beni almaya geldi.
Daha önce zaten buraya geldim.
Savaş patlak verdiğinde o Brittany'ye geldi.
Neden buraya geldin?
Dün buraya gelen kadın Bayan Yamada'dır.
Aklıma bir fikir geldi.
O ona neden bu kadar geç geldiğini sordu.
Tom'u görmeye geldim.
Onun bu havada gelmesi hakkında bazı şüphelerim var.
Siz uyurken bir kadın bizi ziyaret etti.
Tom Mary'nin ne zaman Boston'a geldiğini bilmiyordu.
Ben seni aramak için geldim.
O bana geldi ve adımı sordu.
O, 18 yaşındayken Tokyo'ya geldi.
Pazartesi geldin ve ertesi gün gittin.
Aklı başında hiç kimse gece şu ormanda yürümez.
Baharın gelmesiyle birlikte her şey yavaş yavaş yeniden hayata dönüyor.
Sana yardım etmek için buraya geldim.
Onun nereden geldiğini bilmiyorum.
O partiye gelmedi ama kimse nedenini bilmiyor.
Yabancı biri yanıma geldi ve yolu sordu.
O, pratik için erken geldi.