Examples of using "Urgent" in a sentence and their turkish translations:
O acil.
O acildi.
Çabuk gel. Acil.
Acele ediniz, bu acil.
O acil görünüyor.
Bu o kadar acil mi?
O acildi.
Onun acil olduğunu söylüyor.
Sekreterim bunun acil olduğunu söyledi.
O, bana acil bir telgraf gönderdi.
O, bana acil bir telgraf gönderdi.
Acele et! Tom onun acil olduğunu söylüyor.
Tom'dan acil bir mesajım var.
Sana onun acil olduğunu söyledim.
Size acil bir mesajım var.
Daha fazla paraya acil ihtiyaç vardır.
Şef acil olduğunu söyledi
Temiz enerjiye acil bir ihtiyaç vardır.
Paraya acil ihtiyaç vardır.
Sığınma için acil bir ihtiyaç vardır.
Gönüllülere acil ihtiyaç vardır.
Suya acil ihtiyaç vardır.
- Neyse, lütfen bu notu ona verin. Bu acil.
- Neyse, lütfen bu notu ona ver. Bu acil.
Senin için acil bir mesaj var.
Yeni bir politikaya acil bir ihtiyaç vardır.
Yeni bir sisteme acil bir ihtiyaç vardır.
Yeni fikirlere acil bir ihtiyaç vardır.
Nitelikli öğretmenlere acil bir ihtiyaç vardır.
Revizyona acil bir ihtiyaç vardır.
Sosyal değişikliğe acil bir ihtiyaç var.
Ekonomik konuta acil bir ihtiyaç vardır.
Daha iyi bir iletişime acil ihtiyaç var.
Deneyimli pilotlara acil bir ihtiyaç vardır.
Tıbbi malzemeler için acil bir ihtiyaç vardır.
Barış görüşmelerine acil bir ihtiyaç var.
Bu amaç önemli, gerekli ve iddialı.
Yakınlardaki bir hastanenin bu panzehre ihtiyacı var,
Kan bağışı için acil bir ihtiyaç var.
Kan vericiye acil bir ihtiyaç vardır.
Yiyecek ve suya acilen bir ihtiyaç vardır.
Daha fazla doktora acil bir ihtiyaç vardır.
İyi bir yasal tavsiyeye acil bir ihtiyaç vardır.
Gelişmiş yaşam şartlarına acil bir ihtiyaç var.
Karın telefonda. Acil olduğunu söylüyor.
Tom bir acil durum çağrısı aldı ve işi terk etmek zorunda kaldı.
Bu hastalığı tedavi edecek daha etkili bir yönteme acil olarak ihtiyaç var.
Bu tür bir hesap izlenebilirlik giderek daha acil hale gelecektir.
Acil bir arama yapmam gerekiyor. Buraya yakın bir halka açık telefon var mı?