Examples of using "Tabouret" in a sentence and their turkish translations:
Tom köşedeki bir tabureye oturdu.
Bir adam içeri geldi ve onun yanındaki tabureye oturdu.
Taburenin üstünde durursan, dolabın tepesine yetişebilirsin.
Bir barda bir taburede oturan denizci çırağı balık ve cips sepetini beklerken bir bira ısmarladı.