Examples of using "Statue" in a sentence and their turkish translations:
Heykelin kafası yok.
Heykel hasar gördü.
Onlar mermerden bir heykel yontuyorlar.
Heykelin kafası eksik.
Bu doğal boyutlarında bir heykel.
Heykel Fransa'da yapıldı.
Heykelin başı kayıp.
Okulun önünde öğretmenin heykeli var.
Okulun yakınında bir öğretmenin heykeli var.
Kahramanın bronz bir heykelini diktiler.
O yumuşak kilden ufak bir heykel yaptı.
Bu Buda heykeli tam olarak tarihlenemez.
Chizhik-Pyzhik anıtında görüşürüz.
Bronz heykel uzaktan oldukça güzel görünüyor.
Özgürlük Heykeli New York'ta bulunur.
Özgürlük anıtı Amerika'nın sembolüdür.
Özgürlük Anıtı New York'ta bulunmaktadır.
Bir Hindu tanrısının heykeliyle bir niş buldum.
Üniversite kampüsünün merkezinde kurucusunun heykeli duruyor.
Mezarlıkta, kendi kuyruğunu ısıran bir yılan heykeli var.
Sadık köpek Hachiko'nun heykeli Şibuya İstasyonu önünde duruyor.
Fransa "Dünya'yı Aydınlatan Özgürlük" heykelini Amerika Birleşik Devletleri'ne hediye etti.