Translation of "Sortit" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Sortit" in a sentence and their turkish translations:

Elle sortit.

- O dışarı gitti.
- O dışarı çıktı.

- Il se vêtit et sortit.
- Il s'habilla et sortit.

O giyindi ve dışarı çıktı.

Tom sortit les poubelles.

Tom çöpü dışarı çıkardı.

Akira sortit quelques minutes.

Akira birkaç dakika için dışarı çıktı.

Tom sortit un crayon.

Tom bir kurşun kalem çıkardı.

Il sortit son passeport.

Pasaportunu çıkardı.

Il sortit malgré la pluie.

Yağmura rağmen dışarı çıktı.

Il sortit de la chambre.

O odadan çıktı.

Il sortit de la pièce.

O, odadan çıktı.

Tom sortit de la baignoire.

Tom banyodan çıktı.

Une grenouille sortit de l'eau.

Sudan bir kurbağa çıktı.

L'acteur sortit de derrière le rideau.

Aktör perdenin arkasından çıktı.

Elle sortit sans dire un mot.

Tek kelime söylemeden çıktı.

Elle sortit quelque chose du sac.

Çantadan bir şey çıkardı.

Il sortit en trombe du bureau.

Aceleyle bürodan çıktı.

Il sortit de sous la voiture.

O, arabanın altından çıktı.

Ayant fait son travail, il sortit.

O, işini yaptıktan sonra dışarı çıktı.

Tom sortit un sac de guimauves.

Tom bir çanta hatmi çıkardı.

Il sortit un dollar de son portefeuille.

Cüzdandan bir dolar çıkardı.

Il sortit se promener avec son chien.

Köpeği ile yürüyüşe çıktı.

Puis il ouvrit la porte et sortit.

- Akabinde kapıyı açtı ve dışarı çıktı.
- Hemen sonra o kapıyı açtı ve çıktı.

Il sortit une pièce de sa poche.

O, cebinden bir madeni para çıkardı.

Il sortit en dépit de la tempête.

Fırtınaya rağmen o dışarıya çıktı.

Tom sortit son portefeuille pour payer l'addition.

Tom faturayı ödemek için cüzdanını çıkardı.

- Il sortit manger.
- Il est sorti manger.

O, yemek yemek için dışarı gitti.

Il sortit les œufs un à un.

O, yumurtaları birer birer çıkardı.

La porte s'ouvrit et un homme sortit.

Kapı açıldı ve bir adam çıktı.

Toute la famille sortit de la voiture.

Bütün aile arabadan indi.

John sortit une clé de sa poche.

John cebinden bir anahtar çıkardı.

De la fumée noire sortit de la cheminée.

Bacadan siyah duman çıktı.

- Il sortit son mouchoir.
- Il a sorti son mouchoir.

O, mendilini çıkardı.

Aussitôt qu'il sortit dehors, il a commencé à pleuvoir.

O, dışarı çıkar çıkmaz, yağmur yağmaya başladı.

Tom sortit son portable pour pouvoir prendre un selfie.

Tom bir özçekim çekebilmek için cep telefonunu çıkardı.

Des années plus tard, elle sortit de son silence.

Yıllar sonra suskunluğunu bozdu.

Dès qu'il sortit de la maison, il commença à pleuvoir.

O, evden çıkar çıkmaz yağmur yağmaya başladı.

Elle ouvrit son sac et sortit son carnet de chèques.

Cüzdanını açtı ve çek defterini çıkardı.

Tom sortit quelques pièces et en tendit une à Mary.

Tom birkaç bozuk para çıkardı ve birini Mary'ye uzattı.

Mon père sortit son portefeuille et me donna dix dollars.

Babam cüzdanını çıkarıp bana 10 dolar verdi.

Tom sortit du bain, se sécha et enfila ses vêtements.

Tom banyodan çıktı, kurulandı ve elbiselerini giydi.

Tom ouvrit sa valise et en sortit une chemise propre.

Tom bavulunu açtı ve temiz bir gömlek çıkardı.

- Il sortit par la fenêtre.
- Il est sorti par la fenêtre.

O, pencereden çıktı.

- Il remonta une grosse truite.
- Il sortit une grosse truite de l'eau.

O büyük bir alabalık yakaladı.

- Tom ne sortit jamais du coma.
- Tom n'est jamais sorti du coma.

Tom asla komadan çıkmadı.

Elle sortit la bouteille de champagne qu'elle avait gardée pour un événement particulier.

O, özel bir durum için sakladığı şampanya şişesini çıkardı.

- Elle est sortie acheter de la nourriture.
- Elle sortit acheter de la nourriture.

O biraz yiyecek almak için dışarı çıktı.

- Tom sortit son arme.
- Tom a sorti son flingue.
- Tom dégaina son pistolet.

- Tom silahını çıkardı.
- Tom emaneti çıkardı.

- Tom sortit pour fumer une cigarette.
- Tom est sorti pour fumer une cigarette.

Tom sigara içmek için dışarı çıktı.

Après qu'il eut entendu la tragique nouvelle, il sortit dehors pour être seul.

Trajik haberleri duyduktan sonra, o yalnız kalmak için dışarı çıktı.

- C'est comme cela qu'il s'est sorti du danger.
- C'est ainsi qu'il se sortit du danger.

O böyle bir yolla tehlikeden kaçınıyordu.

- Après avoir fini son travail, il est sorti.
- Après avoir fini son travail, il sortit.

İşini bitirince dışarı çıktı.

- Tom a sorti quelques pièces de sa poche.
- Tom sortit quelques pièces de sa poche.

Tom cebinden biraz bozuk para çıkardı.

- Le car s'arrêta mais personne n'en sortit.
- Le bus s'est arrêté mais personne n'en est sorti.

Otobüs durdu, ama hiç kimse inmedi.

Bien que ma maison se trouvât sur le chemin de la tornade, elle s'en sortit indemne.

Evim kasırganın yolunda olmasına rağmen yara almadan geçti.

Tom sortit de la baignoire et se sécha avec la nouvelle serviette que Marie lui avait donnée.

Tom küvetten çıkıp, Meryem'in kendisine vermiş olduğu yeni havluyla kurulandı.

- Tom sortit de la baignoire et se sécha.
- Tom est sorti de la baignoire et s'est séché.

Tom küvetten çıktı ve kendini kuruladı.

- Tom est sorti de prison au bout de 30 ans.
- Tom sortit de prison après trente ans.

Tom otuz yıldan sonra hapishaneden çıktı.

- Après qu'il se fut arrêté de pleuvoir, il sortit faire une promenade.
- Après qu'il se fut arrêté de pleuvoir, il est sorti faire une promenade.

- Yağmur durduktan sonra, yürüyüş için dışarı çıktı.
- Yağmur durduğundan dolayı, yürüyüş için dışarı çıktı.

- Il est sorti de la pièce sans dire un mot.
- Il quitta la pièce sans mot dire.
- Il sortit de la pièce sans dire un mot.

Tek kelime söylemeden odadan ayrıldı.