Examples of using "Pourras" in a sentence and their turkish translations:
İngilizce konuşabileceksin.
Müsait olur olmaz bana yaz.
Çarşamba günü beni ofise götürür müsün?
Tom'a her zaman güvenebilirsin.
Acele edersen ona yetişeceksin.
- Lütfen bana bir taksi çağırır mısınız?
- Bana bir taksi çağırır mısınız, lütfen?
Yeterince yakın dinlerseniz onu duyabilirsiniz.
Diplomatça hareket edersen bunu başarabilirsin.
Bu defa cezalandırılmaktan kaçınmayacaksın.
Yeni kameranla çok sayıda resim çekebileceksin.
Temiz tuttuğun sürece bu kitabı alabilirsin.
Hayır! Ödevini yaptıktan sonra televizyon seyredebilirsin.
Bir araba sürerken çok dikkatli olamazsın.
Sen bunu deneyemeyeceksin.
Dün gece nerede olduğumu tahmin edemeyeceğine bahse girerim.
Trene yetişemeyeceksiniz.
Yabancı dillerle yabancı olursan, yabancının sessizliğini asla anlayamazsın.
Kitaba bu kadar çabuk göz atamayacaksın.
Asla tekrar yürüyemeyebilirsin.
Bu anahtarı almazsan içeri giremeyeceksin.
O süpermarkete giderseniz, günlük hayatta kullandığınız pek çok şeyi satın alabilirsiniz.