Examples of using "Dès" in a sentence and their turkish translations:
Ortaya çıktıkları andan itibaren...
En başından beri,
Hemen gidelim.
Mümkün olduğu kadar kısa sürede alt kata gel.
Mümkün olduğu kadar çabuk yaz!
Gelir gelmez size yazacağım.
O, geri döner dönmez çıkalım.
O gelir gelmez, başlayacağız.
O gelir gelmez, ayrılacağız.
Mümkün olduğu kadar kısa sürede döneceğiz.
Onu mümkün olduğunca kısa sürede yap.
Tom buraya gelir gelmez gidelim.
Tom artık harekete geçmek zorunda.
John gelir gelmez gidelim.
Bu akşam başlıyorum.
Biz en kısa sürede sizinle irtibat kuracağız.
Eliimden geldiğince kısa sürede size geri ödeyeceğim.
Hazır olduğunda başlayacağız.
Oraya varır varmaz sana yazacağım.
Yarın ilk iş onu yapacağım.
Bitirir bitirmez seni ararım.
Müsait olur olmaz bana yaz.
Mümkün olan en kısa zamanda onunla konuşacağım.
- Ben size yazabildiğim kadar kısa sürede yazacağım.
- Sana, elimden gelen en hızlı şekilde yazacağım.
En başından beri şüphelerim vardı.
Bitirir bitirmez dışarıya çıkıyorum.
Havaalanına varır varmaz sana telefon edeceğim.
Ama kendimden bana tanı konulmadan önceki halim olmayı
Birisi sunucuya girer girmez,
Yağmur durur durmaz gidelim.
Beni görür görmez, kaçtı.
Polisi görür görmez kaçtı.
O şimdi tehlikeyi atlattı.
Polisi görünce kaçtı.
Elimden geldiği kadar onunla ilgileneceğim.
Sakin ol. Mümkün olan en kısa sürede uğrayacağım.
Seni ilk gördüğüm günden beri seni seviyorum.
Tom'un uyandığı anı bana bildir.
En kısa sürede ona ihtiyacım var.
Onu gördüğün andan itibaren, onun kalbi durdu.
Zil çalar çalmaz gideceğim.
Havaalanına varır varmaz arayacağım.
- Gelir gelmez bana telefon aç.
- Varınca haber ver.
Öğrenir öğrenmez seni arayacağım.
Onu elimizden geldiğince çabuk yapmak zorundayız.
Buradan mümkün olduğunca çabuk çıkmak istiyorum.
Eve varır varmaz, telefon çaldı.
Sen hazır olduğunda ben gitmeye hazırım.
İspanya'ya geldiğimiz ilk günden itibaren,
Dolayısıyla, hem erkek hem de kadın risk sermayedarlarının
şu an Ayasofya'yı tartışmayı bırakın Ayasofya yoktu bile
O, onu duyar duymaz buraya geldi.
Lütfen varır varmaz bana bir mektup gönder.
- O beni görür görmez, gözyaşlarına boğuldu.
- Beni görür görmez gözyaşlarına boğuldu.
Görür görmez onu tanıdım.
O döner dönmez bana bildir.
Kararlaştırılır kararlaştırılmaz haber edin lütfen.
En kısa sürede buluşmak istiyorum.
O, yalnız kalınca mektubu açtı.
Mümkün olabileceğince eve çabuk gel!
Önümüzdeki haftadan itibaren gözden geçirmelerime başlıyorum.
O, zilin çaldığını duyar duymaz telefona cevap verdi.
O uyanır uyanmaz müziği açacağız.
O, Tokyo'ya geldiğinde, seni hemen arayacağım.
Geldiği an ona bu mesajı ileteceğim.
En kısa sürede o bilgiye ihtiyacım var.
Gece olur olmaz, havai fişek atılmaya başlandı.
Bitirir bitirmez bir şey yiyeceğim.
Mümkün olduğunca çabuk bir cevabı takdir ederim.
Öncelikle ondan bahsetmeliydiniz.
Mümkün olan en kısa sürede annene söylemelisin.
O zaman, ne yapacağımı bilmiyordum.
Varır varmaz seninle temas kuracağım.
Tom iğneyi görür görmez bayıldı.
- Müsait olur olmaz beni ziyaret et.
- Müsait olur olmaz beni ziyaret edin.
Yakaladığım her fırsatta Tom'a yardım etmeye çalışırım.
- Aylığını alır almaz, onun hepsini harcadı.
- Maaşını aldığı gibi hepsini harcadı.
Bir kişinin telefonun tümüne ulaşmak
Ama bir kere bu gücü bulduklarında mucizevi şeyler yapıyorlar.
O her sabah beş kadar erken kalkar.
Biz bir şey bulur bulmaz onunla irtibat kuracağız.
O beni görür görmez ağlamaya başladı.
Eve varır varmaz seni arayacağım.
Onun ilk bakışıyla büyülendim.
Bir şey hakkında şikayet etmeden ağzını asla açmaz.
O beni görür görmez bir gülümseme ile beni selamladı.
Beni istediğiniz zaman zili çalın.
Sen öğrenir öğrenmez bana bildir.
Bir bebek geyik doğar doğmaz ayakta durabilir.
Yalnız kalır kalmaz, mektubu açıyordu.
Onu görür görmez gülmekten kırıldım.
O bir polis görür görmez kaçtı.
Fırsat bulur bulmaz, bir ziyarete geleceğim.
Mümkün olan en kısa zamanda size o resmin bir kopyasını göndereceğiz.
Fırsatını bulur bulmaz sana biraz para gönderirim.