Examples of using "Nus" in a sentence and their turkish translations:
Yalın ayaktım.
Onlar ayakkabı olmadan yürüyorlar.
Duvarlar çıplaktı.
Çıplak ayak yürüdü.
Çocuklar çıplak yüzüyorlardı.
Tom yalınayaktı.
Onların hepsi yalın ayak.
Çıplak ayakla dolaşmayı severim.
Çimlerin üzerinde çıplak ayakla dolaşmayı severim.
Çıplak oğlanlar nehirde yüzüyordu.
Tom sahilde çıplak ayakla koştu.
- Evde çıplak ayakla gitmeyi tercih ederim.
- Evde çıplak ayakla gezmeyi tercih ederim.
O yalınayak çalışan bir avukat.
Tom yalınayak yürümeye alışkın değildir.
Her ikisi de çıplaktı.
Onlar parkta çıplak koştu.
Bir keresinde bir adamı kızgın kömürlerin üzerinde yalın ayak yürürken görmüştüm.
Bazı anne-babalar, çocuklarının ders kitaplarındaki çıplak resimler hakkında şikâyette bulundu.
Birçok Beyaz Rusyalı onların başkanları onların soyunmalarını ve çalışmalarını istedikten sonra işe çıplak geldi.
Hiç çırılçıplak yüzmeye gittin mi?