Examples of using "Marchait" in a sentence and their turkish translations:
O sessizce yürüdü.
O, hızla yürüdü.
O büyük bir hızla yürüdü.
O aksayarak yürüdü.
O, benim önümde yürüdü.
Çıplak ayak yürüdü.
Ken koltuk değnekleriyle yürüdü.
O, arabanın önünde yürüyordu.
Tom baş aşağı yavaş yavaş yürüyordu.
Tom mahkeme salonuna yürüdü.
ve Bennigsen Dresden'den yürüyüşe başlamıştı.
Elinde bir bastonla yürüyordu.
O, nehir boyunca yürüdü.
O, çocuklar izleyebilsin diye yavaşça yürüdü.
Lisa elmas arazisinde yürüyor olsa
Bir insan ayda ilk kez yürüyüş yaptı.
O, caddeden aşağıya yavaşça yürüyordu.
- O saatlerdir yürümekteydi.
- Saatlerdir yürüyordu.
O, cadde boyunca yürüdü.
Az önce mikrofonum çalışmadı, sebebini bilmiyorum.
Tom'u son gördüğümde, koltuk değnekleriyle yürüyordu.
Aslan bütün gün kafesinin içinde ileri geri yürüdü.
Bu karşılaşmada, saldıran gergedan pirinç tarlasından geçen Hintli bir köylüyü hedef alıyor.
Geri çekilmenin sonunda parmakları donmuş halde yürüyerek yürüyordu.
O, ormanda yürüdüğünü, yabani çiçekler aradığını söyledi.