Translation of "Natif" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Natif" in a sentence and their turkish translations:

Il est natif du coin.

O bu şehirdendir.

Tom est natif de Boston.

Tom, Boston'un yerlisidir.

Je ne suis pas un locuteur natif.

- Ben anadil konuşuru değilim.
- Anadil konuşuru değilim.

- Comment savez-vous que Tom n'est pas un locuteur natif ?
- Comment sais-tu que Tom n'est pas un locuteur natif ?

Tom'un bir yerli konuşmacı olmadığını nereden biliyorsun?

Ça peut être un locuteur natif de cette langue,

Bu dilin doğal konuşanı olabilir

Cette phrase doit être vérifiée par un locuteur natif.

Bu cümle bir yerli konuşucu tarafından kontrol edilmeli.

J'ai étudié l'anglais pendant quatre ans avec un locuteur natif.

- Yerli bir konuşurla dört yıl İngilizce çalıştım.
- Yerli bir konuşur ile dört yıl İngilizce çalıştım.

Mon enseignant de français au lycée n'était pas un natif.

Lisedeki Fransızca öğretmenim ana dilli bir konuşan değildi.

Si vous souhaitez étudier l'anglais avec un locuteur natif, contactez-moi.

Eğer ana dili İngilizce olan biriyle çalışmak istiyorsanız, lütfen benimle iletişime geçin.

Je ne pense pas qu'on ne me percevra jamais comme un locuteur natif.

Onun bir yerli konuşur gibi sesletim yapacağını sanmıyorum.

Cette phrase a-t-elle l'air de quelque chose qu'un locuteur natif dirait ?

Bu cümle yerli bir konuşmacının söylediği bir şey gibi geliyor mu?

Beaucoup de gens qui entendent Tom parler français pensent qu'il est un locuteur natif.

Tom'un Fransızca konuştuğunu duyan birçok insan onun bir yerli konuşucu olduğunu düşünüyor.

Je ne pense pas que j'aurais jamais l'air d'un locuteur natif, aussi fort que j'essaie.

Ne kadar çabalarsam çabalayayım bir yerli gibi sesletim yapacağımı sanmıyorum.

Si quelqu'un qui ne connaît pas vos antécédents dit que vous parlez comme un locuteur natif, cela veut dire qu'il a probablement remarqué quelque chose à propos de votre élocution qui lui a fait prendre conscience que vous n'êtes pas un locuteur natif. En d'autres termes, vous ne parlez pas vraiment comme un locuteur natif.

Senin geçmiş deneyimini bilmeyen biri senin bir yerli konuşmacı gibi konuştuğunu söylerse, bu senin bir yerli konuşmacı olmadığını onlara fark ettiren konuşman hakkında muhtemelen bir şey fark ettiği anlamına gelir.Yani, senin gerçekten yerli konuşmacı gibi konuşmadığını.

Je pense que si je parlais plus souvent avec un locuteur natif anglais, mon niveau d'anglais s'améliorerait rapidement.

Sanırım bir yerli konuşur ile daha sık konuşsam, İngilizce yeteneklerim çabucak gelişir.

Je suis un locuteur non-natif de l'anglais et je prends conscience que j'ai encore beaucoup à apprendre.

İngilizce benim ana dilim değil ve hâlâ öğrenmem gereken birçok şey olduğunun farkındayım.

Certains pensent qu'il est difficile pour un anglophone natif d'apprendre le chinois, mais je ne suis pas d'accord.

Bazı insanlar ana dili İngilizce olanların Çince öğrenmelerinin zor olduğuna inanmaktadır fakat ben aynı fikirde değilim.

À moins d'avoir commencé, enfant, à apprendre l'anglais, il est improbable de jamais passer pour un locuteur natif.

Bir çocukken İngilizce öğrenmeye başlamazsan, bir yerli gibi konuşman olası değildir.

Je suggère que tu fasses relire ton rapport par un natif, pour t'assurer qu'il n'y a pas d'erreurs.

- Sanırım hata olmadığından emin olmak için raporunu bir anadil konuşuruna baştan aşağı okutmalısın.
- Hata olmadığından emin olmak için raporunu anadili olab birine okutsan iyi olur bence.

Véhiculer votre message est bien plus important que d'essayer de le dire exactement comme un locuteur natif le dirait.

Mesajınızı anlatmak bir yerlinin tam olarak söyleyeceği gibi onu söylemeye çalışmaktan çok daha önemlidir.

Je n'ai pas besoin de parler comme un locuteur natif, je veux juste être en mesure de parler couramment.

Bir yerli gibi konuşmama gerek yok, ben sadece akıcı olarak konuşabilmeyi istiyorum.

Dans ce cours, nous consacrerons du temps à vous aider à vous exprimer en ayant plus l'air d'un locuteur natif.

Bu kursta, daha çok bir yerli gibi konuşmanıza yardım ederek zaman geçireceğiz.

Tous les étudiants qui ont été diplômés de notre université ont étudié l'anglais avec un locuteur natif pendant au moins deux ans.

Üniversitemizden mezun olan her öğrenci anadili İngilizce olan biriyle en az iki yıl İngilizce çalıştı.

Je ne pense pas que je m'exprimerai jamais comme un locuteur natif et je ne pense pas vraiment que j'en ai besoin.

Bir yerli gibi konuşacağımı sanmıyorum ve gerçekten konuşmam gerektiğini sanmıyorum.

Si tu étais un espion essayant de te faire passer pour un natif et que tu le disais de cette manière, il est probable que tu te ferais prendre.

Ana dilini konuşan biri olarak geçmeye çalışan bir ajan olsan ve o şekilde konuşsan, büyük olasılıkla yakalanırsın.