Examples of using "Marée" in a sentence and their turkish translations:
Gelgit içeri geliyor
Gelgit nihayet tersine dönüyor.
Gelgit hızlı yükseliyor.
Tamam, gelgit gerçekten hızlı bir şekilde gelmeye başladı.
Gelgitin yön değiştirmesini beklerlerken...
"Hisler gelgit gibi geri çekildiğinde,
Akıntıya karşı yüzmeye çalıştı.
Yükselen bir gelgit tüm tekneleri kaldırır.
Petrol sızıntısı körfezi kirletti.
Sular yükselene kadar... ...onu zorlu bir gece bekliyor.
Onlar tsunami ile ilgili uyarılmadılar.
Gelgitlerin kıyılara etkisi çok büyük boyutlara varabilir.
Sular bugün öğleden sonra saat üçte yükselecek.
Dolunayla birlikte... ...gelgit suları en yükseğe çıkar.
Kayalık havuzunun oyuncuları her gelgitte değişir.
Gelgit çekildiği zaman plaj boyunca yürüdüm.
Ah, gelgitler arttıkça çamur daha da derinleşiyor.
Zaman, gelgit ve cehennemden gelen kökler ile mücadele ediyorum.
Son petrol sızıntısından beri hiç deniz ürünü yemedim.
Fakat yüksek gelgit, kıyıya daha büyük tehlikeler çekmiş durumda.
İçkin bitti.
Gelgit, döllenmiş yumurtaları resifteki aç karınlardan uzağa savuruyor. Onları derin sulara yolluyor.
En yüksek ve en alçak seviyelerinin arasındaki fark 16 metreyi bulabilir. Gelgitler çekilirken arkalarında kayalık havuzları bırakır.
Yeni Ay'ın oluşturduğu gelgitten faydalanarak binlerce soydaşıyla beraber yüzeye çıkıyor.
Ama bu bizi kayalıkların hemen kenarında ve gelgitin merhametine bırakıyor.
Çadırlarımızı şimdi oldukları yerde sahilde bırakamayız. Eğer bırakırsak, su yükseldiğinde su altında kalacaklar.