Translation of "L'accent" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "L'accent" in a sentence and their turkish translations:

L'accent britannique m'a tant manqué.

İngiliz aksanını çok özledim.

Nous mettons l'accent sur l'importance d'être sincère.

Biz samimi olmanın önemini vurgularız.

Sami ne sait pas faire l'accent égyptien.

Sami bir Mısır aksanı yapamaz.

Tom se moqua de l'accent de Maria.

Tom, Mary'nin aksanına güldü.

Il a mis l'accent sur l'importance de l'éducation.

O, eğitimin önemini vurguladı.

Où mettez-vous l'accent dans le mot « Australia » ?

"Avustralya" kelimesinde vurgu nereye düşer?

Qui met l'accent sur le pouvoir des êtres humains.

bir düşünce ve yaşam felsefesidir.

Le mot « tomorrow » porte l'accent sur la deuxième syllabe.

"Tomorrow" kelimesi ikinci hecesinde bir aksan taşır.

L'accent sur ce mot est placé sur la deuxième syllabe.

Bu kelimenin vurgusu ikinci hecede.

- Il a un accent du sud.
- Il a l'accent du sud.

Onun bir Güney aksanı var.

Je veux mettre l'accent sur les gens qui sont à nouveau désespérés

Ümitsiz olan insanlara tekrar vurgulamak istiyorum

Ceux qui avaient l'intention de rester adoptèrent rapidement l'accent de l'île, tandis que ceux qui ne l'avaient pas ne le firent pas.

Niyetli olmayanlar uyum sağlamazken, kalmaya niyetli olanlar adanın konuşma yapılarına çabucak uyum sağladılar.

Le syndrome de l'accent étranger est une maladie jusqu'à présent inexpliquée, dans laquelle le patient ne peut plus prononcer sa langue maternelle correctement et semble avoir un accent étranger.

Yabancı aksan sendromu henüz açıklanamayan, hastanın anadilini daha fazla düzgün şekilde telaffuz edemeyip yabancı bir aksanla konuşmaya başlamasıyla vuku bulan tıbbi bir durumdur.