Translation of "Sauta" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Sauta" in a sentence and their turkish translations:

Elle sauta de joie.

O, sevinçten hopladı.

Il sauta une classe.

Bir sınıf atladı.

Tout le monde sauta.

Herkes atladı.

Cookie sauta sur Kate.

Cookie Kate'nin üzerinden atladı.

Tom sauta du bateau.

Tom tekneden atladı.

Il sauta hors du lit.

O yataktan fırladı.

Il sauta dans le train.

O, trene atladı.

- Tom a sauté.
- Tom sauta.

Tom atladı.

Elle sauta sur la trottinette.

O skuterin üstünden atladı.

- Son cheval sauta par-dessus la clôture.
- Son cheval sauta par-dessus la palissade.

Onun atı çitin üzerinden atladı.

Il sauta par-dessus un fossé.

O hendekten atladı.

Il sauta par-dessus la flaque.

O, su birikintisi üzerinden atladı.

- Ce chien sauta.
- Ce chien a sauté.

O köpek atladı.

Il sauta par-dessus le fossé peu profond.

Sığ hendek üzerinden atladı.

Leyla sauta dans sa voiture et s'en alla.

Leyla arabasına atladı ve uzaklaştı..

- Il sauta dans l'eau.
- Il a sauté dans l'eau.

O suya atladı.

- Il sauta une classe.
- Il a sauté une classe.

O bir sınıf atladı.

- Il a sauté sur l'occasion.
- Il sauta sur l'occasion.

O, fırsattan yararlandı.

Le pilote sauta juste avant que l'avion ne s'écrase.

Pilot uçak yere çakılmadan önce paraşütle atladı.

Un chien sauta sur la chaise et resta immobile pendant cinq minutes.

Köpek sandalyenin üzerine çıktı ve hareket etmeden beş dakika durdu.

- Un chien me sauta soudain dessus.
- Soudain, un chien m'a sauté dessus.

Bir köpek aniden bana atladı.

Tom sauta le dîner en disant qu'il était trop fatigué pour manger.

Tom yiyemeyecek kadar çok yorgun olduğunu söyleyerek akşam yemeğini geçiştirdi.

À l’annonce de la naissance de son premier enfant, il sauta de joie.

İlk çocuğunun doğum haberini işitince, sevinçle fırladı.

- Le chat sauta sur la table.
- Le chat a sauté sur la table.

Kedi masanın üzerine atladı.

Quand un boulet de canon sauta sur le sol et lui fracassa les deux jambes.

ve bir gülle yerde zıpladı ve her iki bacağını da ezdi.

Un lapin cendré apparut et dès que je m'approchai, il sauta et retourna dans les bois en courant.

Kül rengi bir tavşan ortaya çıktı ve ben yaklaşır yaklaşmaz zıplayıp tekrar ormana doğru koştu.