Examples of using "Impatiente" in a sentence and their turkish translations:
Ben sabırsızım.
- Sen sabırsızsın.
- Sabırsızsın.
O, eve gitmeye istekli.
Ben haberi duymak için çok sabırsızım.
Seninle tanışmayı dört gözle bekliyordum.
Onu dört gözle bekliyorum.
Onu sabırsızlıkla bekliyorum.
O, onunla tenis oynamaya can atıyor.
Sizi tekrar görmek için sabırsızlanıyorum.
- Çok sabırsızsın.
- Sen çok sabırsızsın.
- Sabırsızlanıyorum.
- Bekleyemem.
Sadece bekleyemem.
Bunu yapmayı dört gözle bekliyorum.
Onu tekrar görmek için sabırsızlanıyor.
Ben onu yemek için sabırsızlanıyorum.
Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
- Onunla tanışmak için bekleyemem.
- Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
Okula gitmek için sabırsızlanıyorum.
Bana karşı çok sabırsızsın.
Çok sabırsız olma.
Ben pastayı yemek için sabırsızlanıyorum.
Raporunu okumayı iple çekiyorum.
Seninle tekrar görüşmeyi dört gözle bekliyorum.
Bunu yapmak için sabırsızlanıyorum.
Gelecek seferi dört gözle bekliyorum.
Ölmek için sabırsızlanıyorum.
O, onunla bir sinemaya gitmeye can atıyordu.
Yarının gelmesini bekleyemem.
Okulun başlamasını bekleyemem.
- Kısa sürede seni görmeye can atıyorum.
- Yakında seni görmeyi iple çekiyorum.
Seni dans ederken görmek için sabırsızlanıyorum.
Yeni romanını okumayı sabırsızlıkla bekliyorum.
Şehrine bir daha ki seferimde seni görmeyi candan istiyorum.
Çocuklara karşı sabırsız olmamalısın.
Bir sonraki toplantımızı dört gözle bekliyorum.