Examples of using "Bill" in a sentence and their turkish translations:
Ve Bill Gates
Haydi, Bill.
- Bill, Japonya'daydı.
- Bill Japonya'daydı.
Bill televizyonu açtı.
Eve erken gel, Bill.
Bill Tom'a aniden vurdu.
Bill'in birçok arkadaşı var.
Bill, kapıya cevap ver.
- Bill her zaman dürüsttür.
- Bill her zaman dürüst.
- Bill daima dürüsttür.
Bill dün gece beni aradı.
Bill gelecek hafta geri gelecek.
Bill Japoncayı biraz konuşabilir.
Bill matematikte iyidir.
- Bill benim en iyi arkadaşımdır.
- Bil benim en iyi arkadaşımdır.
- Bill benim en iyi arkadaşım.
- Bill mektup yazdı.
- Mektubu Bill yazdı.
Bill, bu gece beni ara.
Bill'in çok sayıda orijinal fikirleri var.
Bill bir beyzbol oyuncusu.
Bill televizyonu açtı.
Bill bana bu kitabı getirdi.
Bill sınav için kaydını yaptırdı.
- Bill bisiklete binebilir.
- Bill bisiklet sürebilir.
- Bill sigarayı bıraktı.
- Bill sigarayı kesti.
Ona karşı nazik ol, Bill.
Onlara Bill Anders katıldı.
Bill yazı işleri kadrosunda.
Bill bana bir bardak su getirdi.
Bill sık sık parka gider.
Bill suçu işlemedi.
Tom Bill'den daha yavaş konuşur.
Ken Bill kadar uzun boylu.
Bill, Jack kadar uzun boylu.
Bill kazanacak, değil mi?
Ken, Bill ve Yumi'yi davet ettim.
Bill denizin yanında yaşıyor.
Bill bana güzel bir elbise yaptı.
Bill ayartmaya direndi.
Babam Bill ile çıkmama izin vermez.
Bill partiye gelmedi.
Bu koleksiyonculardan bir tanesi de Bill Gates
Bill kardeşinden tamamen farklıdır.
Bill, bir tabanca ile öldürüldü.
Bill o adam tarafından öldürüldü.
Bill New York yolunda.
Bill kayıp için suçlamayı kabul etti.
Bill Gates, Microsoft'un kurucusudur.
Bill saatlerce ağlamaya devam etti.
Bill'in işi otomobil satmaktır.
Bill Bob'tan daha hızlı koşabilir.
Bill Bob kadar uzun değil.
Bill bir hırsız tarafından öldürüldü.
Bill geçen sonbaharda beni görmeye geldi.
Bill Gates dünyanın en zengin adamı.
Bill Gates de Da Vinci'nin bazı notlarını topluyor
Uzun süredir seni görmedim, Bill.
Bill diğer insanlarla asla tartışmaz.
Tom Bill kadar hızlı koşmaz.
Bill her zamanki gibi okula geç kalmıştı.
Bill, küçük erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.
Bill yeterince sıkı çalışmadı ve bu yüzden başarısız oldu.
Babam bana Bill ile dışarı çıkmama izin vermez.
Bill, gezisi için bir kenara yüz dolar koydu.
Tom'un, Bill Gates tarafından imzalanmış bir tişörtü var.
John Bill'in zayıflığından istifade etti.
Şu anda hem Tom hem de Bill tenis oynuyorlar.
Tom çoktan burada, ama Bill henüz gelmedi.
Bill ilk treni yakalamak için erken kalktı.
Bill okulundaki diğer çocuklar tarafından çok sevildi.
Bill geçen hafta evleninceye kadar bekardı.
Prens William'ın herhangi birinin ona Bill demesine izin verip vermeyeceğini merak ediyorum.
Tom masasını temizlemek için tam zamanında ofise gitmek istedi.
Bill Clinton Monica Lewinsky ile olan ilişkisini açıklamak isterken muğlak bir dil kullandı.