Examples of using "Comptoir" in a sentence and their turkish translations:
Tom tezgaha yaslandı.
Tezgahta oturmak ister misin?
O, tezgahın üzerine dayandı.
Gişeden tüm para çalındı.
Masadaki para benimki değil.
Bu bulaşık makinesi çok fazla büyük. Tezgahın altına sığmayacak.
Bir bilgi sayacı var mı?
İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, "Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?"