Examples of using "Câble" in a sentence and their turkish translations:
Halatı çözdü, onu topluyorum.
Bu TV, HDMI kablosu ile gelmiyor.
görünüşte sonsuz kablo ve veri akışına ulaştık.
Kablolu yayın üyeliği ya da kefalet bonosu reklamıydı,
Kablo, internet veya hatta telefon olmadan çok önce
Altındaki uzun halatın ucunda bir şey var.
Kaza olması durumunda bana hemen telgraf çek.
O kabloya dokunursan şok geçirirsin.
Enerji kablosunu modemden ayır, yaklaşık bir dakika bekle, sonra kabloyu tekrar bağla.
Bana yeni bir USB kablo lazım.
O kabloya dokunursan, şok geçirirsin.
Tom teli kesti ve bombayı etkisiz hale getirdi.