Translation of "Publicité" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Publicité" in a sentence and their turkish translations:

J'adore cette publicité.

O reklamı seviyorum.

Regardez Youtube sans publicité

Youtube reklamsız izleyin

Quelle est ta publicité préférée ?

En sevdiğin reklam hangisi?

Tom travaille dans la publicité.

Tom reklam sektöründe çalışıyor.

Je ne ferai pas de publicité Zoom

Zoom un reklamını yapacak değilim

La société dépense beaucoup d'argent en publicité.

Şirket reklama çok para harcıyor.

Tom possède une petite entreprise de publicité.

Tom'un küçük bir reklam şirketi var.

Il travaille pour une agence de publicité.

Bir reklam ajansı için çalışıyor.

C'était une publicité pour des abonnements au câble

Kablolu yayın üyeliği ya da kefalet bonosu reklamıydı,

Nous semblions avoir reçu de la publicité, mais

Reklam almış gibi olduk ama

Il a également fondé le service de publicité.

Reklam departmanı da kurdu.

Il n'y a pas de publicité, sur Tatoeba.

Tatoeba'da hiçbir reklam bulunmamaktadır.

La publicité vend des produits sur les ondes.

Reklam ürünleri havadan satar.

- Ça estompe la frontière entre les nouvelles et la publicité.
- Ça brouille la frontière entre l'information et la publicité.

Bu, haber ve reklam arasındaki çizgiyi bulanıklaştırır.

- Il ne faut pas t'en faire pour la publicité.
- Il ne faut pas vous en faire pour la publicité.

Tanıtım konusunda endişelenmek zorunda değilsin.

- Il faisait de la publicité pour sa maison à vendre.
- Il fit de la publicité pour sa maison en vente.
- Il a fait de la publicité pour la vente de sa maison.

O, evi için satış ilanı verdi.

Maintenant, ne faisons pas de publicité pour Apple, non?

Şimdi durduk yere Apple'ın reklamını da yapmayalım değil mi?

Nous devrions interdire la publicité à destination des enfants.

Çocuklara yönelik amaçlanmış reklamı yasaklamalıyız.

Des milliers de personnes furent déçues par la publicité.

- Binlerce insan, reklam yoluyla aldatıldı.
- Binlerce insan bu reklam tarafından kandırıldı.

Nous devons faire de la publicité à la télévision.

Televizyonda reklam yapmalıyız.

Comment devrait-on faire de la publicité sur Internet ?

- İnternette nasıl reklam yapmalısın?
- İnternet'te nasıl reklam verilir?

J'ai fait la publicité de ma maison dans le journal.

Gazetede evime ilan verdim.

Nous faisons la publicité de nos produits à la télévision.

Biz, TV'de ürünlerimizin reklamını yaparız.

Anticipé sans publicité et vous aider à choisir les futurs sujets.

Patreon sayfamızı ziyaret edin . Ekstra epik tarih içeriği

Beaucoup d'entreprises font de la publicité sur leur produits à télé.

Birçok şirket ürünlerini TV'de tanıtır.

Je suis venu en réponse à votre publicité dans le journal.

Gazetedeki reklamınıza yanıt vermek için geldim.

Je ne dispose pas d'assez d'argent pour faire de la publicité.

- Reklam için yeterli param yok.
- İlan vermek için yeterli param yok.

Tom était fermier, mais rêvait de faire carrière dans la publicité.

Tom bir çiftçiydi, ancak reklamda bir kariyer düşünüyordu.

Jusqu'à 40 minutes, jusqu'à un certain utilisateur, utilisez-le gratuitement, sans publicité

40 dakikaya kadar, belli bir kullanıcıya kadar sana demiş bedava la reklamsız kullan yahu

Accès anticipé sans publicité et vous aider à choisir les futurs sujets.

Kanalı nasıl destekleyebileceğinizi öğrenmek, reklamsız erken

Bien sûr, si le but n'est pas la publicité et la diffusion.

Tabi amaç reklam ve yaygınlaştırmak değil ise.

Je suis impressionné par votre récente publicité dans le New York Times.

New York Times'daki son ilanınızdan etkilendim.

Parlé de ce que les grandes entreprises et les agences de publicité tournent

büyük şirketlerin ve reklam şirketlerinin neler çevirdiğini anlattı

Le produit affiché dans la publicité est-il déjà en rupture de stock?

Reklamdaki ürün zaten tükendi mi?

Elle a reçu une publicité pour l'agrandissement du pénis dans sa boîte de réception.

O, gelen kutusunda penis büyütmeyle ilgili bir reklam aldı.

L'objectif de la publicité est de familiariser le consommateur avec le nom du produit.

Reklamın hedefi, ürünün ismini kullanıcıların akıllarının bir yerine kazımak.

Le travail fondamental d'une agence de publicité est d'imaginer comment transformer un désir en besoin.

Bir reklam ajansının temel işi nasıl bir isteğin bir ihtiyaca çevrileceğini bulmaktır.

La publicité est l'art de convaincre les gens de dépenser de l'argent qu'ils n'ont pas pour quelque chose dont ils n'ont pas besoin.

Reklam, insanları ihtiyacı olmayan şeylere, sahip olmadıkları paraları harcamaya ikna etme sanatıdır.