Translation of "Brisa" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Brisa" in a sentence and their turkish translations:

Il brisa le vase volontairement.

O bu vazoyu kasten kırdı.

La bouteille se brisa en morceaux.

Şişe parçalara bölündü.

La bouteille tomba et se brisa.

Şişe düştü ve kırıldı.

Le vase tomba à terre et se brisa.

Vazo yere düştü ve kırıldı.

Lorsqu'il se brisa la jambe, il cria de douleur.

O bacağını kırdığında acıdan bağırıyordu.

- Quelqu'un a brisé la vitre.
- Quelqu'un brisa la vitre.

Biri pencereyi kırdı.

Elle tomba à terre et se brisa la jambe gauche.

Düştü ve sol bacağını kırdı.

La foule en colère retourna des voitures et brisa des vitrines.

Öfkeli kalabalık, arabaları devirdi ve mağazaların önündeki camları kırdı.

Il brisa la chaise pour en faire du petit bois pour le feu.

Yakacak odun için sandalyeyi kırdı.