Examples of using "Brisé" in a sentence and their turkish translations:
Kelebek bozulmuştu.
daha önce kalbiniz kırıldıysa,
Bardağı kırdım.
Kalbim kırık.
Benim bisikletim bozuk.
- Çok üzgündüm.
- Ben kalbi kırıktım.
- Kalbim kırıktı.
- Dertliydim.
Neredeyse çenemi kırdın.
- Onun kalbini kırdın.
- Onun kalbini kırdınız.
Bu gerçekten kalbimi kırdı,
kalpleri kırılmaz,
Tom pencere camını kırdı.
- Onun kalbi kırıktır.
- Onun kalbi kırık.
Onun kalbi kırıktı.
O kalbimi kırdı.
Kalbimi kırdın.
Şiseyi kim kırdı?
Tom kalbimi kırdı.
O kırık vazo onarılamaz.
O, bardağı kırdı.
Tom'un kalbi kırıktı.
George kırık kalpli idi.
Kırık bir ayna kötü şans getirir.
Boynunu kırdı.
Çünkü beyni bozulmuştu.
Kadın devlet başkanları ve iş önderleri tarafından
O, yürek parçalayan bir hikaye idi.
- Kız camı kırdı.
- Kız pencereyi kırdı.
Her şey bozuk.
Onun kalbini kırdım.
- O, camı kasıtlı olarak kırdı.
- O, camı kasten kırdı.
Biri senin kalbini kırdı mı?
Sanırım onun kalbini kırdım.
Bunu kuralları yıkarak buldular.
yani atmosferde parçalanmış olabilir
Çocuk vazoyu kırdığını itiraf etti.
Haber onun kalbini kırdı.
O da bardak kırdı.
Bir gün boyunca yeterince kural çiğnedim.
- Tom kalbini kırdı mı?
- Tom kalbinizi kırdı mı?
- Tom kalbi kırık gibi görünüyordu.
- Tom çok dertli gibi görünüyordu.
Biri hiç senin kalbini kırdı mı?
Oradaki herkes benim gibi kırılmıştı.
Bu mesajı, kırık bir kalple,
Sen kırık bir kalbi onaramazsın.
Şu kırık vazo dedemin.
Tom'un dertli olacağını biliyordum.
- Kalp kırgınlığını tedavi edemem.
- Kırık kalbi tedavi edemem.
Dün pencereyi kıran bendim.
Sözleriniz kalbimi ikiye böldü.
Kırık mı?
Gözlüğümü kırdım.
Kalbi kırık olmanın ne demek olduğunu biliyorum.
tüm bunlara daha iyi bir yol bulabiliriz.
Cam tavan bir kez kırıldığında
Kırık bir cam parçasıyla kolunu kestikten sonra
Amuda kalktığımda boynum çatırdadı.
Pencereyi kıran çocuk Tom.
O, kırık bir vazonun parçalarını bir araya getirmeye çalıştı.
- Tom dün camı kıran kişidir.
- Dün pencereyi kıran Tom'dur.
Biri pencereyi kırdı.
Cam kase minik parçalara ayrıldı.
gerçekten de kırık ve hasarlı bir kalpten bahsediyor olabileceğimizi kabul edersek
Onun kırdığı vazo halamındı.
Ölen kuşları gördüğümde kalbim kırıldı.
Ölen kuşları gördüğümde kalbim kırıldı.
Mary öldüğü zaman Tom çok acı çekmişti.
Camı kıranın sen olduğunu biliyoruz.
Onun kalbini kırdım ve onu ağlattım.
Bardağı kim kırdı?
Biz Türkler olarak o algoraitmayı biraz bozduk.
Köpeği öldüğü zaman, Tom çok acı çekmişti.
milyonlarca insanın kalbi bu durumda kırılmaz mıydı?
Onu kırdım mı?
Arabanın camını kırıp çantayı aldılar.
Bu kırık vazo tamir edilemez.
en sonda dinini bozdun mu zaten bir şey yapmaya gerek yok
Altıncı Kolordu'nun saldırısı Rus solunu paramparça ederek Napolyon'un en
Mary onu terk ediyor olduğunu söylediği zaman Tom'un kalbi kırılmıştı.
Bir arabanın ön camı parçalara ayrıldı.
Onun kırdığı vazo halamındı.
Sanırım camı kıran Tom olmalı.