Examples of using "Bleus" in a sentence and their turkish translations:
Bunlar mavi hayalet.
Onlar mavi.
- Benim gözlerim mavi.
- Gözlerim mavidir.
- Mavi gözlerim var.
Onun gözleri mavidir.
O, çürüklerle kaplıydı.
Emily'nin mavi gözleri var.
Onun mavi gözleri var.
Tom'un mavi gözleri var.
Maria'nın mavi gözleri var.
Mary'nin mavi gözleri var.
Onun büyük mavi gözleri var.
Güzel mavi gözlerin var.
Onun büyük mavi gözleri var.
Bu genç adamın saçları mavi.
Tom'un gözleri mavidir.
Tom'un güzel mavi gözleri var.
Tom'un keskin mavi gözleri var.
Vücudunuzda sebepsiz morarma ya da kanamalar oluyor mu?
Mavi gözleri benimkine kenetlenmişti.
Heriki kızın mavi gözleri var.
Heriki bacağımdada morluklar var.
Bu kızın gözleri mavidir.
Onun mavi gözleri açık ve parlaktı.
O mavi gözlü bir Çinli Müslümandır.
- Vücudumun her yerinde çürüklerim var.
- Vücudumun her yerinde çürükler var.
Mavi gözlü kız, Jane'dir.
O mavi gözlü, uzun boylu, heykel gibi sarışın.
Ben sarışın, mavi gözlü bir Avrupalı kadın bulmak istiyorum.
Mavi hayalet gösterisinin seneye de gerçekleşmesini garanti ediyor.
kırmızı takım ya da mavi takım hakkında bulundurduğumuz düşünceleri öğretiyoruz.
Mary'nin kahverengi gözleri var, kızınınkiler yeşil ve küçük oğlununkiler mavi.
Tom'un kavgadan sonra vücudunda morlukları vardı.
Biz koyu tenli insanlardan daha kolayca yanan mavi gözlü kırmızı saçlı kimselerin güneş ışığına karşı duyarlı olduğunu hepimiz biliyoruz.
Bu genç ve yaşlı, zengin ve fakir, Demokrat ve Cumhuriyetçi, siyahi, beyaz, Hispanik, Asyalı, Amerikan yerlisi, eşcinsel, düz, engelli ve engelsizler tarafından konuşulan cevaptır. Sadece bir bireyler koleksiyonu veya bir kırmızı ve mavi eyaletler koleksiyonu asla olmadığımızı belirten, dünyaya mesaj gönderenler Amerikalılardır. Biz, ve her zaman Amerika Birleşik Devletleri olacağız.